Modernleşme Yolu ve Çin Komünistlerinin Kaydettiği Üçüncü Büyük Teorik ve Pratik Sıçrama: Xi Jinping Düşüncesi

Wuhan, Merkezi Çin Normal Üniversitesi – Siyaset ve Uluslararası Araştırmalar Fakültesi
Prof. Hu Zongshan
Bu konuşma Teori ve Politika Dergisi’nin Kasım 2023’te düzenlediği Marksizm ve Çin sempozyumunda yapılmıştır.
Çeviren Cem Kızılçeç
Birinci Bölüm: Çine Özgü modernleşme, Marksizmin Çin bağlamına uyarlanmasındaki en son başarıdır
Sosyalist Sovyetler Birliği ve sosyalist Doğu Avrupa’daki büyük alt üst oluş ve Sovyetler Birliği’nin çöküşü uluslararası komünist harekette önemli bir gerilemeye yol açmıştı ve bu da kabul edilen bir gerçektir. Bununla birlikte, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden ve Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bu yana geçen 32 yılda, büyük bir sosyalist ülke olarak Çin, sosyalist kalkınmada ve sosyalizmin inşasında önemli başarılar elde etmiştir. Şu anda, kapsamlı ulusal güç bileşenleri açısından ABD’den sonra dünyanın ikinci büyük ülkesi haline gelmiştir ve dünya neredeyse iki kutuplu döneme benzer bir döneme girmiştir. Çin’in hızlı yükselişi, uluslararası komünist hareketin yavaş yavaş düşük gelişme temposu ve modundan çıktığı ve yeniden canlanmaya doğru ilerlediği anlamına gelmektedir. Çin’deki sosyalist hareketin gelişiminin dünya sosyalist hareketinin mevcut gelişimini büyük ölçüde desteklediği söylenebilir.
Çin’deki sosyalist hareketinin gelişimi, Marksizmin evrensel hakikatinin Çin bağlamına uyarlanması sürecine tanıklık etmiştir, bu da aslında Marksizm-Leninizmin evrensel hakikatinin Çin’in özgün devrim pratiği ile ve Çin’in özgün inşa çalışmaları ile birleştirilmesi, özetle Marksizm-Leninizmin Çin’in özgün nitelikleri ile birleştirilmesinin ürünüdür. Çin Komünist Partisi’nin kurulduğu 1921’den 2023’e kadar geçen 102 yıl içinde, Marksizm-Leninizmi rehber edinen beş nesil Çinli Komünistler, Çin;mso-spacerun:yes’> yaratmıştır, aslında ve bu teorik sistemlerin hepsi Marksizmin Çin bağlamına uyarlanmasında büyük başarılardır.
Birinci büyük teorik ve pratik sıçrama
Çin’de Marksizmin evrensel ilkeleri ile Çin’in özgül gerçekliğini birleştirmenin ilk sıçramasının ürünü Mao Zedung Düşüncesidir. Mao Zedung Düşüncesi Leninizmin kapitalizmin dengesiz siyasi ve ekonomik gelişimi teorisini ve proletaryanın Komünist Partisi önderliğinde kendi devrimini şiddet yoluyla zafere ulaştırması gerektiği temel ilkesini miras almıştır.
Ancak Çin Devrimi işçilerin ve askerlerin devrimin temel gücünü oluşturduğu merkezi büyük şehirlerdeki silahlı ayaklanmalar yoluyla devrimin zafere ulaştırılması şeklindeki Rusya yolundan ve “Sovyet Rusya’nın Ekim Devrimi modelinden” farklılaşmıştır. Bunun yerine Çin’in ulusal koşullarını dikkate alarak, Komünist Partisi önderliğinde kırlarda köylülerin halk savaşını ana araç olarak kullanmış, kırsal bölgelerde gelişen devrimin düşmanın şehirleri kuşatarak ilerlemesine dayalı bir yol izlemiş ve en sonunda silahlı mücadeleyle ülke çapında iktidarı ele geçirmiştir.
İkinci büyük teorik ve pratik sıçrama
Çin komünistlerinin Marksizmin evrensel ilkeleri ile Çin’in özgül gerçekliğini birleştirmede kaydettikleri ikinci büyük teorik ve pratik sıçrama, yani Marksizmi Çin bağlamına uyarlamada ikinci teorik ve pratik sıçrama Deng Xiaoping Teorisi, önemli “Üç Temsil” düşüncesi ve Kalkınmaya Bilimsel Bakış’tır.
Bu İkinci sıçrama Marksizm’in sosyalist kamu mülkiyeti ve sosyalizmin inşasında Komünist Partisinin önderliği gibi temel ilkelerine bağlı kalmakla birlikte, Sovyetler Birliği’nin izlediği planlı ekonomi ve dış dünyaya kapalı ekonomik modellerini aşmış, bunun yerine reform ve dış dünyaya açılma yolunu benimsemiş, bu yeni yol içinde partinin inşasını güçlendirmek, bilimsel ve teknolojik gelişmeyi teşvik etmek, sosyalist bir Pazar ekonomisi sistemi kurmak yolunu izlemiştir. Yapılan Diğer önemli reformlara burada girmiyorum. Böylece Çin’de sosyalizmi inşa etmede yeni bir yol geliştirilmiştir.
Üçüncü büyük teorik ve pratik sıçrama
Çin komünistlerinin Marksizm-Leninizmin evrensel ilkelerini Çin’in somut gerçekleriyle birleştirmede kaydettikleri üçüncü sıçrama, Yeni Bir Dönem için Çine Özgü Sosyalizm Üzerine Xi Jinping Düşüncesi’dir. Bu yeni sıçrama Çine özgü sosyalizmin mevcut teorik sistemini miras almış, onu zenginleştirmiş ve geliştirmiş, sosyalist kamu mülkiyeti ve sosyalizmin inşasında Komünist Parti önderliği dahil olmak üzere Marksizm-Leninizmin ve Marksizmi Çin bağlamına uyarlamanın tüm temel ilkelerine bağlı kalmıştır.
Yeni Bir Dönem için Çine Özgü Sosyalizm Üzerine Xi Jinping Düşüncesi Çin toplumunun ve Çin’de sosyalizmin inşasında içinde bulunduğu tarihsel evreyi doğru bir şekilde değerlendirmiş, reform ve dış dünyaya açılma genel çizgisine, merkezi görev olarak ekonomik inşaya odaklanma, ve 1979 yılında belirlenen dört temel ilkeye bağlı kalmaya devam etmiştir.
dört temel ilke: Sosyalist yola Bağlılık unu ilkesi. Halkın demokratik diktatörlüğünü destekleme ilkesi. Çin Komünist Partisi’nin önderliğini destekleme ilkesi ve Mao Zedung Düşüncesini ve Marksizm-Leninizmi destekleme ilkesi.
Aynı zamanda Yeni Bir Dönem için Çine Özgü Sosyalizm Üzerine Xi Jinping Düşüncesi Marksizmin Çin bağlamına uyarlanışındaki bu son başarı bir dizi önemli yenilikler getirmiş bir dizi geleneksel görüşün sınırlamalarını aşmıştır: “modernleşme batılılaşmadır”, ”modern medeniyetler batı tarzı medeniyetlerdir”, “yükselen bir güç hegemonya arayışına girmeye mahkumdur” ve “güçlenen bir ülke mutlaka savaş çıkarmalıdır” gibi geleneksel görüşlerin sınırlamalarını aşmış bunların yerine Çine Özgü modernleşme, insanlık için ortaklaşa bir geleceğe sahip bir uluslararası topluluk inşa etmek, yeni bir uluslararası ilişkiler türü ve yeni bir insan uygarlığı biçimi yaratmak gibi yeni kavram ve teoriler ortaya koyarak Marksizm-Leninizm’in evrensel ilkeleri ile Çin’in kendine özgü gerçekleri ve zamanın özelliklerinin en son birleşimini gerçekleştirmiştir.
İkinci Bölüm: Çine Özgü modernleşme teorisinin çeşitli nitelikleri ve asıl özü
Çine özgü modernleşme, Çin Komünist Partisi önderliğinde olan bir sosyalist modernleşmedir ve sadece tüm ülkelerin modernleşmesinin ortak özelliklerine sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda kendi ulusal koşullarına dayanan Çine özgü niteliklere de sahiptir.
Çine özgü modernleşme, dünyada eşi olmayan muazzam bir nüfusa sahip bir ülkenin modernleşmesi, ülkemizdeki tüm halk için ortaklaşa refahı sağlamayı hedefleyen bir modernleşme, maddi alanda uygarlaşma ile manevi alanlarda uygarlaşmayı harmanlayan ve eşgüdümleyen bir modernleşme, insan ile doğa arasında uyumlu bir birlikteliği amaçlayan ve barışçıl kalkınma yolunu izleyen bir modernleşmedir.
Çine Özgü modernleşmenin özü, Çin Komünist Partisi’nin önderliğini sürdürmek, Çine özgü sosyalizme bağlı kalmak, yüksek kaliteli kalkınmayı başarmak, siyasi sistemde tüm süreçleri kapsayan halk demokrasisini daha da geliştirmek, halkın manevi dünyasını zenginleştirmek, tüm halk için ortaklaşa refahı sağlamak, insan ve doğa arasında uyumlu bir şekilde bir arada yaşamayı teşvik etmek, küresel ölçekte insanlık için ortak bir geleceğe sahip bir toplumun inşasını teşvik etmek ve yeni bir insan uygarlığı biçimi yaratmaktır.
Üçüncü Bölüm: Çin’in modernleşme yolunda karşılaştığı üç büyük meydan okuma
Çin tarzı modernleşmeyi gerçekleştirme sürecinde Çin üç açıdan zorluklarla ve meydan okumalarla karşı karşıyadır: ülkede yönetişim (devlet yönetimi), ekonomik kalkınma ve dış ilişkiler.
Birinci meydan okuma, “İki Huang Tuzağı” (Huang Zongxi Tuzağı ve Huang Yanpei Tuzağı) olarak özetlenebilecek olan ülke veya devlet yönetimi meydan okumasıdır veya hükümet ile halk arasındaki ilişkinin nasıl ele alınması gerektiğine atıfta bulunmaktadır.
Huang Zongxi Tuzağı olarak adlandırılan bu olgu, Ming hanedanı döneminin sonlarında ve Qing hanedanı döneminin başlarında yaşayan Çinli bir düşünür olan Huang Zongxi tarafından ortaya atılan bir kurala atıfta bulunur: Bu kural, Çin hanedanlarının devlet iktidarının halktan vergi toplamaya dayandığı, bunun da halkın devlet tarafından giderek daha fazla sömürülmesine neden olduğu ve sonuçta vergiler yoluyla ağır sömürünün halkın silahlı isyanına ve devlet iktidarının devrilmesine yol açtığını savunur.
Daha önceki hanedanlar bu kuralın etkisinden kaçamamıştır ve bu nedenle Aslında bir “tuzak” olarak görülmelidir. “Ağır vergi toplamanın getireceği kaçınılmaz felaket” olarak da bilinen Huang Zongxi yasası iki yön içermektedir:
(1) birbirini izleyen hanedanlar vergiyi düşükten yükseğe doğru, tekrarlanan biçimde sık sık toplama yoluyla devletin “zarar vergisini” resmi verginin bir parçası haline getirmişlerdir. Örneğin, Zuyongdiao sistemi ve daha sonraki iki vergi sisteminde, köylülerin angarya olarak çalıştırılması vergi sistemine dahil edilmiştir. “İki vergiye” ek olarak, devlet alım vergileri ve başka çeşitli başka vergiler de koyuldu.
(2) Tek bir hanedan dönemi içindeki gelişmeye bakarsak, vergiler bir yeni kurulan hanedanın orta ve geç dönemlerinde kademeli olarak yükselmiş ve harçların, kayıp vergisinin ve resmi verginin sayısı sürekli olarak arttırılmıştır.
Örneğin, Song Hanedanlığı (MS 960–1279) Çin tarihinde en fazla vergiye sahip Hanedanlıktır, ayrıca Ming Hanedanlığı’nın orta ve son dönemlerinde ise devletin topladığı harçlar, zarar vergisi ve resmi vergilerde çok belirgin artışlar yaşanmıştır. Huang Yanpei tuzağı “Huang Yanpei’nin sorusu” olarak da bilinir. Önemli bir aydın ve aktivist olan Huang Yanpei, Temmuz 1944’te ÇKP karargahının bulunduğu Yan’an’a ziyaret eder ve Mao Zedung ile bu sorunu tartışır. Huang Yanpei Mao Zedung’a geçmiş hanedan iktidarlarının başına gelen “Çin’de Bir devletin veya hanedanın kısa bir süre içinde başarılı yükselmesi ve ardından aynı şekilde ani ve hızlı bir şekilde düşüşe geçmesi ve yıkılması” şeklindeki tarihsel kısır döngü kaderinin nasıl üstesinden gelineceğini sordu.
Eski Çin’deki büyük hanedanların devlet yönetimi ilk dönemlerinde başarılıydı, ancak orta ve geç dönemlerinde giderek kötüleşti ve verimsizleşti, bu da toplumsal çelişkilerin ve krizlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Kurulan yeni hanedan devletlerinin tekrar tekrar çökmesi, kaçınılmaz bir tarihsel tekerrür gibidir. Çin Komünist Partisi bu kısır döngüyü aşacak yönetişim ve siyasal sitem çözümlerine odaklanmıştır.
İkinci meydan okuma
İkinci meydan okuma: genellikle “Latin Amerika’nın Orta Gelir Tuzağı” olarak adlandırılan ekonomik kalkınma alanında çözümler sorununda yatmaktadır. Bu terim, bazı gelişmekte olan ülkelerin, özellikle de Latin Amerika’dakilerin, belirli bir ekonomik kalkınma seviyesine ulaştıktan sonra önlerine zorluklar çıkmasıyla ekonomik açıdan daha fazla ilerleyememelerini ifade etmektedir.
Bu zorluklar arasında zayıf ekonomik büyüme, zengin ve fakir arasındaki uçurumun artması, bölgesel gelişmede farklılıklar ve endüstriyel farklılıklar, artan sosyal çelişkiler ve kişi başına düşen gelirin 10.000 ABD dolarına ulaşmış olmasına rağmen artan sosyal huzursuzluk riski yer almaktadır. Son yıllarda Çin’in ekonomik büyüme hızının yavaşlaması, Batı toplumlarında “Çin’in ekonomik durgunluğa girdiği” ya da “Çin ekonomisinin artık yükseleceği en zirve noktaya geldi ve daha fazla ileri gidemeyeceği ” gibi bazı düşüncelerin yayılmasına yol açarak Çin’in de bu orta gelir tuzağında olabileceğini iddia etmeyedirler.
Üçüncü meydan okuma “Tükidides tuzağı”
Üçüncü meydan okuma ise “Tükidides tuzağı” olarak adlandırılan dış ilişkiler sorunudur. Amerikalı akademisyen Graham Allison tarafından ortaya atılan (Thucydides) Tükidides Tuzağı, yeni yükselen bir büyük güç ile mevcut hakim bir hegemon büyük devlet arasındaki çatışmaya odaklanmaktadır.
Allison, en eskisi antik Yunan’da Atina ve Sparta arasında olmak üzere, yükselen ve hegemonik güçler arasındaki 16 tarihi büyük çatışmayı incelemiş ve bunların 12’sinin savaşla sonuçlandığını tespit etmiştir. Bu nedenle, birçok kişi Çin’in sürekli yükselişiyle birlikte Çin ve ABD’nin “Thucydides tuzağına” düşmek üzere olduğunu savunmaktadırlar; bu da kaçınılmaz Çin-ABD çatışmasının Çin’in ulusal gençleşme davasını ve barışçıl yükseliş sürecini kesintiye uğratacağı beklentisi anlamına gelmektedir.
Yukarıda bahsedilen üç meydan okuma tarihte yaşanmış tuzaklardır. Bu tarihsel olgular günümüz Çin’inde yeniden ortaya çıkmayabilir, ancak yine de Çin liderliği ve ÇKP açısından gerçekçi uyarılar olarak işlev görmektedir. “Huang Zongxi ve Huang Yanpei tuzakları” Çinli liderlerin devlet yönetişimi sorunlarını çözme ve bunlarla başa çıkma becerileriyle ilgilidir.
Günümüzde Çin’de ağır vergiler, angarya ve rüşvet sorunu yoktur, ancak yönetişim sorunları hala mevcuttur. Kırsal kesimde tüm vergileri kaldırdık.
Halkı oluşturan İnsanların kendilerini her yönden kazanan tarafta oldukları şeklinde bir duygu içinde olmaları, ÇKP ve hükümetle özdeşleşmeleri ve bugünkü yönetimin sahip olduğu meşruiyet, tüm bunlar yarın tersine dönebilir ve yeni bir durumda Çin in yönetimi “Huang Zongxi ve Huang Yanpei’nin” tuzaklarına düşebilir. ÇKP’nin önderliği sarsılabilir.
Fakat demokratik siyaset tarzında ısrar ve öz-devrimcileşme önlemleri sayesinde Çin Komünist Partisi ve Çin, “Huang Zongxi ve Huang Yanpei tuzaklarının” üstesinden gelebilir. Bu amaçla Çin hükümeti ve ÇKP, ülkedeki diğer demokratik ve yurtsever partilerle ve şahsiyetlerle ilişkilerde danışmacı demokrasiyi ve tam süreçli halk demokrasisini daha da ilerleterek uygulamakta, komünist Partisi üyelerinin davranışlarının mükemmelleştirilmesi ve temiz bir hükümetin inşası çabalarını daha da geliştirmekte ve yönetişim açısından çeşitli meydan okumaları etkili bir şekilde çözebilecek olan çabalar içindedir, bunlar içinde ÇKP’nin öz- devrimcileşmesi ve partinin kitle bağlarının daha da güçlendirilmesi alınan en kilit önlemdir.
“Latin Amerika’da yaşanan Orta Gelir Tuzağı” Çin’de nasıl aşılır?
Reform ve dışa açılmayı teşvik etmeye devam ederek, bilimsel ve teknolojik yenilikleri arttırarak ve sosyalist piyasa ekonomisini teşvik ederek orta gelir tuzağının üstesinden gelebiliriz. Şu anda Çin ekonomisi toparlanmaya başladı, çeşitli ekonomik göstergeler iyileşiyor.
Çin’in iç pazar potansiyeli ve halkın tüketim potansiyeli tam olarak kullanılmaya çalışılıyor.
Çin’in kendi gücüne dayanarak bilimsel ve teknolojik yenilikler yapma kapasitesi giderek güçleniyor, Çin in önünde hala uzun bir parlak kalkınma dönemi olacaktır. Sözde “Çin’in ekonomik durgunluğa girdiği”, veya “Çin ekonomisinin artık yükseleceği en zirve noktaya geldi ve daha fazla ileri gidemeyeceği ” gibi görüşler tamamen yanlıştır ve Çin, “Latin Amerika’da görülen Orta Gelir” Tuzağını aşacaktır.
Çin ve Amerika arasında “Tükidides Tuzağı” nasıl aşılır?
ABD ve diğer ülkelerle barışçıl diplomasi yoluyla, Çin’in kapsamlı ulusal gücünü güçlendirerek, Çin’in “dostlar çemberini” genişleterek, ABD’ye karşı yeni bir güç dengesi ve karmaşık bir karşı denge oluşturarak, gücü güçle dizginleyerek, yeni bir tür uluslararası ilişkiler geliştirerek ve insanlık için ortak bir geleceği olan bir ortak kader toplumun inşasını teşvik ederek, Çin komünistleri “güçlenen bir ülke mutlaka hegemonya peşinde koşacaktır” ve “yeni yükselen ve güçlü hale gelen bir ülke mutlaka savaş çıkaracaktır” şeklindeki tarihsel kaderi kesinlikle kıracaktır.
