Stalin: Hindistan’ın Demokratik Halk Devrimi Milli Burjuvazinin İlerici Kesimini Kazanmalıdır; Bu Aşamada Sadece İngiliz Emperyalizmi Hedef Alınmalı
Stalin’in Hindistan Komünist Partisi Merkez Komitesi Temsilcileri ile Yaptığı Konuşma
Çeviren: Ali Elik

Türkçeye Çevirenin Notu: 1951’de Hindistan Komünist Partisi temsilcileriyle yapılan bu görüşmede Stalin, kendisine yöneltilen sorulara yanıt verdi. Bu görüşme, Stalin’in Çin Devrimi’nin zaferinin hemen ardından hem bu devrimi hem de Mao Zedung önderliğindeki Çin Komünist Partisi’ni nasıl analiz ettiğini ortaya koyması bakımından büyük önem taşıyor.
Stalin’in Çin devriminin izlediği yol hakkındaki tespitleri, günümüzde Türkiye’de Marksist-Leninist olduğunu savunan bazı çevrelerin yaklaşımlarıyla örtüşmüyor. Örneğin Stalin, Çin’de milli-burjuvazinin “ilerici rolünü” özellikle vurgularken, tartışmayı şu sözlerle sonlandırıyor:
“Mao Zedung haklıydı – kendi ülkesinin koşullarına uygun hareket etti. Kendi çizginizi takip edin ve solcuların yaygaralarına aldırmayın.”
Stalin’in bu değerlendirmelerini yalnızca “Hindistan’a özgü” olarak görüp küçümsemek, Marksizmin diyalektik anlayışına terstir. Stalin’in bu metindeki analizleri ve önerileri, Türkiye’deki sosyalist-komünist örgütlerin özellikle sözde “aşamacılık” eleştirilerine ve ezilen Küresel Güney dünyasındaki burjuvazinin bir bölümünün emperyalizm ile çelişmeler yaşayacağını ve belirli koşullarda ilerici cepheye kazanılabileceğini reddeden görüşlerine güçlü bir yanıt niteliği taşıyor. Bu metin, bu nedenle titizlikle incelenmeli, tartışılmalı ve dünyadaki ve Türkiye’deki güncel meselelerle ilişkilendirilmesi gereken bir kaynak olarak görülmeli.
9 Şubat 1951
Stalin: Sorularınızı aldım. Hepsine birer yanıt vereceğim ve ardından kendi düşüncelerimi açıklayacağım.
Merkez Komite’miz, Hindistan’daki Partinize tavsiyelerde bulunarak yardımcı olmak amacıyla beni sizinle şahsen görüşmekle görevlendirdi. Partinizi ve halkınızı çok az tanıyoruz. Bu nedenle bu işe büyük bir ciddiyetle eğiliyoruz.
Tavsiyelerde bulunduğumuz anda, bu tavsiyelerden doğabilecek hataların sorumluluğunu da üstlenmiş oluruz; bu nedenle size üzerinde düşünülmemiş tavsiyelerde bulunamayız. Sizinle birlikte konuyu derinlemesine incelemek ve ardından tavsiyelerde bulunmak istiyoruz.
Söyle sormuşsunuz: Yaklaşan Hint devriminin niteliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz Ruslar bu devrime esas olarak bir tarım/toprak devrimi olarak bakıyoruz. Feodal mülkiyetin tasfiyesi, toprağın köylülere dağıtılması ve onların kişisel mülkiyeti haline gelmesi anlamına geliyor. Bu, köylülüğün özel mülkiyetinin kabulü amacıyla feodal özel mülkiyetin tasfiyesi anlamına gelmektedir. Görüldüğü gibi bunların hiçbiri sosyalist değildir. [Dolayısıyla] Hindistan’ın sosyalist devrime hazır olduğunu düşünmüyoruz. Bu, şu her yerde sözü edilen Çin yoludur, yani milli-burjuvazinin mülkiyetine el koymadan ya da kamulaştırmadan gerçekleştirilen tarım devrimi, anti-feodal devrim. Bu, burjuva demokratik devrimi ya da demokratik halk devriminin ilk aşamasıdır. Çin’den önce Doğu Avrupa’da gelişen demokratik halk devriminin iki aşaması vardı. Birinci aşama – tarım devrimi veya tarım reformu. Avrupa’daki halk demokrasisi ülkeleri bu aşamayı savaştan sonraki ilk yılda geçtiler. Çin şu anda bu ilk aşamada bulunuyor. Hindistan ise bu aşamaya yaklaşmaktadır. Doğu Avrupa’da da görüldüğü gibi demokratik halk devriminin ikinci aşaması, tarım devriminden milli-burjuvazinin mülksüzleştirilmesine geçiş ile nitelenir. Bu zaten sosyalist devrimin başlangıcıdır. Avrupa’nın tüm demokratik halk ülkelerinde fabrikalar, tesisler, bankalar kamulaştırılmış ve devletleştirilmiştir. Çin bu ikinci aşamadan hala çok uzakta. Bu aşama Hindistan’da da çok uzakta ya da Hindistan bu aşamadan çok uzakta.
Burada, Çin devriminin gelişim yoluna dair Kominform gazetesinin başyazısından bahsediyorsunuz. Bu başyazı, Hindistan’ın sosyalist devrim yolunda olduğunu savunanlara karşı verilmiş bir cevaptı. Biz, Rus Komünistleri, Hindistan’ın sosyalist devrim yolunda olduğu tezinin çok tehlikeli olduğunu düşündük ve buna karşı çıkarak Hindistan’ın Çin yolunda, yani Demokratik Halk Devrimi’nin ilk aşamasında olduğunu belirtmeye karar verdik. Yani devrimci cephenizi şu şekilde inşa edeceksiniz; tüm [orta ve küçük] köylülüğün feodal beylere karşı ayaklanması için ve feodal beylerin kendilerini tecrit edilmiş hissetmeleri için çalışacaksınız. İngiliz emperyalistleri ile milli-burjuvazi arasındaki ittifakı bozmak için, milli-burjuvazinin tüm ilerici katmanlarıyla birlikte halkın da İngiliz emperyalizmine karşı ayaklanması gereklidir. Aranızda, tüm emperyalistlerin, İngilizlerin ve Amerikalıların tek bir darbede kovulması gerektiği görüşü yaygındır. Böyle bir cephe inşa etmek mümkün değildir. Tüm ulusal cephenin sivri ucu mutlaka İngiliz emperyalizmine yönelmelidir. Bırakın başta Amerikalılar olmak üzere diğer emperyalistler sizin onlarla bir derdiniz olmadığını düşünsünler. Bu, eylemlerinizin tüm emperyalistleri size karşı birleştirmemesi ve emperyalistlerin aralarında nifak tohumları ekmeniz için gereklidir. Eğer Amerikan emperyalistleri bizzat bir çatışmaya girmek isterse, Hindistan’ın Birleşik Ulusal Cephesi, onlara karşı harekete geçecektir, ama bugün öyle bir durum yok.
Ghosh: Şu anda tüm dünya anti-demokratik kampının başı olarak kabul edilen Amerikan emperyalizmine karşı mücadele yerine neden sadece İngiliz emperyalizmine karşı mücadele edeceğiz?
Stalin: Çok basit; Birleşik Ulusal Cephe İngiltere’ye karşıdır, ulusal bağımsızlığını Amerika’dan değil İngiltere’den talep etmektedir. Bu sizin ülkenize özgü bir durum. Hindistan kimin yarı sömürgesidir? İngiltere’nin; Amerika’nın değil. Söylemek istediğim, Parti kendisini tüm dünyadaki emperyalizmle mücadele görevleriyle yükümlü tutmamalıdır. Tek bir görevi üstlenmesi gerekir: kendini İngiliz emperyalizminden kurtarmak. Bu Hindistan’ın temel görevidir. Feodal sınıfları da göz önünde bulundurmalıyız. Elbette zengin köylülük düşmanımızdır. Ancak feodal beylere karşı mücadele ederken aynı zamanda zengin köylülüğe karşı da mücadele etmek akıllıca olmaz. Zengin köylülüğe karşı mücadele ve feodalizme karşı mücadele gibi iki yükü birden üstlenmek mantıksız olur. Cepheyi öyle bir şekilde inşa etmek gerekir ki, dışarıda kalan siz değil düşman olsun. Bu, deyim yerindeyse, Komünist Partinin mücadelesini kolaylaştırmak için bir taktiktir. Tek bir kişi, eğer akıllıysa, tüm yükleri kendi üzerine almaz. Tek bir işi üstlenmek gerekir: feodalizmin ve İngiltere İmparatorluğunun kalıntılarının tasfiyesi. Feodal beyleri tecrit etmek, feodal beyleri tasfiye etmek ve İngiliz emperyalizmini çökertmek için, şimdilik diğer emperyalist güçleri karşınıza almayın. Eğer yolunuza bu şekilde devam ederseniz, bu sorunları hafifletecektir. Şayet Amerikalılar burunlarını sokarlarsa, o zaman onlara karşı da mücadele gerekir, fakat bu durumda halk saldıranın siz değil onlar olduğunu bilecektir. Elbette Amerikalılarla ve zengin köylülük ile mücadele etme zamanı gelecektir. Ama bu daha sonra olacak, her birinin sırası gelecek.
Ghosh: Şimdi anladım.
Dange: Bu, Amerikan emperyalistlerine karşı propaganda ve ajitasyon çalışmalarının yürütülmesini ve onlara karşı mücadeleyi engellemez mi?
Stalin: Tabii ki hayır. Onlar halk düşmanlarıdır ve onlara karşı mücadele etmek gerekir.
Dange: Bunu oportünizm olarak değerlendirenler olacaktır, o nedenle sordum.
Stalin: Düşmanın akıllıca bir şekilde tecrit edilmesi gerekiyor. Siz devrimi Amerikalılara karşı değil, İngiliz emperyalistlerine karşı yapıyorsunuz. Eğer Amerikalılar karışırsa, o zaman iş değişir.
Rao: Zengin köylülük arasında feodal sömürüyle geçinen küçük bir kesim var: toprağı kiraya veriyorlar ve tefecilik yapıyorlar. Genellikle toprak ağalarının safında yer alıyorlar.
Stalin: Bu önemli değil. Feodal beylerin tasfiyesi gibi büyük bir genel görevle karşılaştırıldığında, bu oldukça küçük bir görevdir. Propagandanızda feodal beylere karşı konuşmalısınız; ama zengin köylülüğe karşı değil. Zengin köylüleri feodal beylerle birlik olmaya itmemelisiniz. Feodal beyler için bir müttefik yaratmak hiç de gerekli değildir. Zengin köylülerin köyde büyük bir etkisi vardır, köylülük zenginlerin kendi yetenekleri sayesinde ayakta durduğunu düşünür vs. Zengin köylülere diğer köylülerden ayrılma imkânı vermemek lazım. Feodal beyleriniz soylulardan mı?
Rao: Evet
Stalin: Köylüler soyluları sevmezler. Burada, feodal beylere köylüler arasında bir müttefike sahip olma imkânı vermemek için bunun anlaşılması gerekiyor.
Milli-Burjuvazi Nedir?
Punnaiah: Milli-burjuvazi konusunda aramızda bir kafa karışıklığı var. Milli-burjuvazi denildiğinde tam olarak ne kastediliyor?
Stalin: Emperyalizm, başka bir ülkeyi ele geçirme siyasetidir. Sizin milli burjuvaziniz başka ülkeleri ele geçirmeyi düşünüyor mu? [Hayır.] Oysa İngiliz emperyalizmi Hindistan’ı ele geçirdi. Milli-burjuvazi – orta, büyük, sizin milli sömürücülerinizdir. Onların varlığına karşı olmadığınızı, yabancı düşmana, İngiliz emperyalistlerine karşı olduğunuzu söylemeniz gerekir. Milli-burjuvazi içinde sizinle aynı safta yer alan birçok unsur bulunmaktadır. En üst milli-burjuvazi zaten emperyalizmle ittifak halindedir, ancak bu burjuvazinin sadece bir parçasıdır ve ayrıca büyük çaplı değildir. Burjuvazi temelde Hindistan’ın tam bağımsızlığı için verilen mücadelede sizi desteklemeye heveslidir. Burjuvazi feodalizmin tasfiye edilmesini istiyor. Burjuvazinin bir pazara, iyi bir pazara ihtiyacı var, eğer köylülük toprak edinirse bir iç pazar oluşacak, satın alma gücüne sahip insanlar olacaktır. Bütün bunları basında açıklığa kavuşturmak gerekiyor. Milli-burjuvazinin İngilizlerin tarafına geçmemesi sizin için çok faydalı olacaktır. İngiliz emperyalistlerinin Hindistan’da yeni müttefikler edinmemesi için meseleleri bu şekilde düzenlemelisiniz.
Çin’de burjuvaziyi kamulaştırmak için hiçbir şekilde adım atılmıyor. Çin’de sadece Japon mülkiyeti kamulaştırıldı, Amerikan işletmeleri bile kamulaştırılmadı, bu işletmeler hala çalışıyor. Eğer devriminiz Çin yolunu izleyecek ise, burjuvazinizi İngiliz emperyalistlerinin safına itecek adımları şimdilik atmamalısınız. İşte size Çin yolu. Çin’de milli-burjuvazi devrime karşı çıkmadı, bugün de Amerikan emperyalistlerine karşı ön safta Çin halk hükümetine yardım ediyor. Bu, Amerikan emperyalistlerinin Çin’de tecrit edildiğini gösteriyor.
Hindistan’ın bölünmesine gelince, bu İngilizler tarafından tertiplenen bir sahtekarlıktır. Eğer bir eylem programı hazırlıyorsanız, orada Pakistan, Hindistan ve Seylan (Sri Lanka) arasında askeri ve ekonomik bir birliğe ihtiyacınız olduğunu söylemelisiniz. Böylece birbirinden yapay olarak koparılmış olan bu üç devlet birbirine yaklaşacaktır. Bu da bu devletlerin birleşmesiyle sonuçlanacaktır. Bu birleşme fikri ortaya atılmalıdır ve halk sizi destekleyecektir. Pakistan ve Seylan’daki kaymak tabaka buna karşı çıkacaktır ama halk onlardan hoşnutsuzdur. Bu yapay bölünme durumu özellikle Bengal’de açıkça görülmektedir. Bengal eyaleti önümüzdeki günlerde Pakistan’dan ayrılacak gibi duruyor.
Toprağın Kamulaştırılması
Şu anda Hindistan’da toprağın kamulaştırılması meselesinin nasıl ele alınabileceğini de soruyorsunuz.
Şu aşamada bu talebi ileri sürmenize gerek yok, asla bir yandan toprak ağalarının topraklarının bölünmesi talebini ileri sürüp diğer yandan da toprağın devlete verilmesi gerektiğini söyleyemezsiniz. Halk demokrasisi ülkelerinde toprağın kamulaştırılması hiçbir yerde ilan edilmedi, özellikle de Çin’de. Halk demokrasisi ülkelerinde bu konuyu nasıl ele aldılar? Orada toprağın alınıp satılmasını yasakladılar. Kamulaştırmaya bu şekilde yaklaştılar. Sadece devlet toprak sahibi olabilir. Tek tek kişilerin elindeki toprak miktarı azalmalıdır. Şu anda kamulaştırma talebini ilerletmek sizin için zararlı olacaktır. (Toprağın kullanımının köylülere verilmesinden bahsediyor- ç.n.)
Devrimi Aşama Aşama Adım Adım İlerletin
Dange: Milli-burjuvazi kavramı bizim aramızda sürekli olarak şu şekilde anlaşılıyor: orta burjuvaziye milli-burjuvazi deniyor. Hindistan’da büyük burjuvazi İngiliz emperyalistlerinin safına geçti.
Stalin: Hindistan’da tamamen İngiliz sermayeli bankalar var mı?
Dange: Evet, Hindistan’da İngiliz bankalarının yanı sıra ortak bankalar da var. Bizim programımızda büyük burjuvazinin, yani bürokratik (işbirlikçi) sermayenin kamulaştırılması talebi var.
Stalin: Bu bürokratik sermaye değil, endüstriyel ticaret sermayesidir. Çin’deki bürokratik sermaye devlet aracılığıyla zenginleşti. Bu sermaye devlete dayanır ve sanayi ile çok az bağlantısı vardır. Amerikalılarla yapılan ayrıcalıklı sözleşmeler sayesinde Sun ailesi ve diğerleri zengin oldu. Çin’deki büyük sanayicilerin ve tüccarların sahip olduğu sermayeye dokunulmadı. Amerikan ve İngiliz bankacılık sermayesi ile ittifak halinde olsalar bile büyük kapitalistleri kamulaştırmanızı kesinlikle tavsiye etmiyorum. Düşmanların tarafına geçenlerin mülklerini kaybedeceklerini usulen söylemek daha iyi olur. Kuşkusuz, devrim süreciniz hızlanırsa, bu büyük kapitalistlerin bir kısmı sizden kaçacaktır. O zaman onları hain ilan edin ve mülklerini kamulaştırın, ancak büyük burjuvazinin sırf İngiliz sermayesiyle ittifak yaptığı için kamulaştırılmasını önermiyorum. Eğer programınızda büyük burjuvazinin kamulaştırılması yönünde bir talep varsa, o zaman bunun çıkarılması gerekmektedir. Yeni bir program ya da eylem planı hazırlamanız gerekir. Büyük burjuvaziyi tarafsızlaştırmak ve tüm milli-burjuvazinin onda dokuzunu ondan koparmak size yeter. Kendinize yapay olarak yeni düşmanlar yaratmanıza gerek yok. Zaten çok sayıda düşmanınız var: sıra büyük burjuvazinize gelecek ve o zaman kesinlikle onlarla mücadele etmek zorunda kalacaksınız. Devrimin sorunları aşamalar halinde çözülür. Aşamaların birbirine karıştırılmasına lüzum yoktur. Aşamaları belirlemek ve düşmanları ayrı ayrı yenmek gerekir – bugün birini, yarın diğerini ve güçlendiğinizde hepsini yenebilirsiniz, ama şimdilik hâlâ zayıfsınız. Halkınız bizim devrimimizi taklit ediyor. Ancak bu farklı aşamalar. Diğer kardeş Partilerin deneyimleri eleştirel bir şekilde dikkate alınmalı ve bu Hindistan’ın özel koşullarına uyarlanmalıdır. Soldan eleştirileceksiniz ama endişelenmenize gerek yok. Buharin ve Troçki Lenin’i soldan eleştirdiler ama günün sonunda rezil oldular. Ranadive Mao Zedung’u soldan eleştirdi ama Mao Zedung haklıydı – kendi ülkesinin koşullarına uygun hareket etti. Kendi çizginizi takip edin ve solcuların yaygaralarına aldırmayın.
Nehru Hükümeti Amerikan Emperyalizminin Kuklası Mı?
Stalin: Eğer Mao Zedung bunu bilseydi size bela okurdu. (Gülüşmeler) Bir sonraki soruya geçelim. Nehru hükümeti, Çan Kay-şek’in milliyetçi Kuomintang hükümetinin Amerikan emperyalizminin bir kuklası olduğu ve şu anda Plevne’deki Fransız hükümetinin Amerikan emperyalistlerinin bir kuklası olduğu gibi, İngiliz emperyalizminin bir kuklası olarak kabul edilebilir mi?
Benim anlayışıma göre, Çan Kay Şek Çin’de bulunduğu sürece bir kukla olarak kabul edilemezdi. Ancak Tayvan’a geçtiğinde kukla haline geldi. Nehru hükümetini de kukla olarak değerlendiremem. Nehru hükümetinin kökleri halkın içindedir. Bu Vietnam’daki Bao Dai hükümeti gibi değil… Bao Dai gerçekten de bir kukla.
Bana Nehru’nun dış politikasının karakterini de soruyorsunuz. Bu bir oyun ve manevradır ve Amerikan politikalarına karşı olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır. Nehru hükümeti icraatlarında İngiltere ve Amerika’ya oynuyor.