Cumhuriyetçi Komünist Düşünce 22 Ekim Sürecine Karşı Neler Söylüyor?

Masanın İki Tarafında da Cumhuriyet Karşıtları Var

Gülizar Özkaya

Benzer Cumhuriyetçi Komünist görüşler Gelenek akımından türeyen bazı sosyalist-komünist partilerde de görülebiliyor.

“Mektup amacına ulaşır mı, PKK silah bırakır mı?” sorusuna TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, “Birilerinin elinde yol haritası var ama birden fazla harita var” yanıtını verdi. “Türkiye ve bölgedeki siyasi aktörlerin sürece etkisinin gelişmelerin yönünü değiştirebilir.” “Yaşananlar bir sürecin sonu değil, başıdır.”  

Okuyan, Öcalan mektubunun Kürt sorununu sosyalizme ve cumhuriyete bağlayan bölümüne ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “İnsanlık ileriye doğru gitmeye çalışıyor. Ömrünü tamamlamış bir Osmanlı İmparatorluğu ve bir sıçrama olan Cumhuriyet var. Bizim bu cumhuriyette bugün bile değerli bulduğumuz unsurlar var. Bunun üzerini örtecek bir sahte cumhuriyet tarihi yazılamaz. Örneğin Fransız Devrimi’nin değerini kimse sorgulayamaz ama sonrasına bakıp Fransız Devrimi’ni karalayabilir misiniz? Türkiye’de bu yapılıyor.

‘Türk-Kürt Kardeşliğinin zeminini sosyalizm ve cumhuriyet karşıtlığıyla güçlendiremezsiniz’

İddia şu: ‘Cumhuriyet Kürtleri dışlayarak doğdu.’ Bu kısmen doğru. Yine bir ulus devlet projesi şeklinde Kürtleri içine çeken çözüm mümkündü. Ama o çözüm bugün ne kadar bu sorunu dile getirenlerin çözümü olurdu, o ayrı. Çünkü o zaman aşiret yapısı darmadağın edilirdi. Bu yaklaşım dahi sakat. Tarihteki, sorunlara’ alternatif neydi?’ diye bakılır.

Yani cumhuriyet bir ilerleme, Osmanlı’dan bir kopuştur. Kürt sorununa cumhuriyetin yol açtığı iddiası saçmadır. Bin yıl öncesine referansla çözüm üretemezsiniz. Asıl mesele şu ki, masanın iki tarafında da cumhuriyetle derdi olanlar var. O yüzden de top cumhuriyete atılıyor. Ancak Türkiye’de kardeşliğin zeminini sosyalizm ve cumhuriyet karşıtlığıyla güçlendiremezsiniz. Sovyetler Birliği’nin varlığı yalnızca Öcalan’ı değil diğer aktörleri de dengeli hareket etmeye itiyordu. Rahatlıkla söyleyebiliriz, hiçbir zaman marksist değillerdi. Böyle düşünenler bugün gelinen noktayı değerlendirsin.”

‘Bin yıl’ vurgusunun sebebi ne?

“Yeni süreç” tartışılırken “bin yıl” öncesine referans verilmesinin altını çizen TKP Genel Sekreteri:  

“Artık bu süreç (Türkiye dışında) hegemonya kurmanın bir sonucudur” “bu tehlikeli” diyen Okuyan, AKP’nin de daha önce işaret ettiği gibi bölgede farklı Kürt siyasi hareketlerinin doğacağını belirtti. Bu alanda siyasi rekabetin artacağını söyleyen Okuyan, “Örneğin Barzanicilik bölgede hiç bu kadar destek bulmamıştı” şeklinde konuştu. Okuyan “bin yıl” vurgusuna ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Türkiye sınırlarının dışında sürmekte olan bir süreç var ve bu süreç kapalı sürüyor. Masa varsa taraflar vardır, pazarlık vardır. Bu tarz durumlarda en iyi yöntem şudur: Masa varsa ‘taraflar nerede buluşuyor’ diye bakılır. ‘Kardeşlik’ soyut bir laf, peki nerede ortaklaşabilirler? Kalkış noktaları farklı olsa da cumhuriyet veya sosyalizm karşıtlığında buluşabilirler.

Bir diğeri ise şu, bu sorun çözülürse Türkiye’nin bölgede güçleneceği de taraflarca dillendirildi. Ayrıca ortak noktaları Suriye. Ülkedeki rejim değişikliği konusunda Kandil ve AKP arasında uyum vardı. Bir diğer ortaklık ise İran karşıtlığı.”

‘Süreçte Halkı heyecanlandıracak bir şey yok’

TKP’nin sürece itirazına da açıklık getiren Kemal Okuyan, “Silahların susmasına neden itiraz edelim. Asıl karşı çıktığımız şey az önce konuştuğumuz ortaklıklar, karşı çıktığımız şey hedef. Bunların hepsiyle sorunumuz var” dedi. Süreçte “demokrasi” adına bir şey olmadığını, toplumu heyecanlandıracak bir unsur bulunmadığını kaydeden Okuyan, “Türkiye’de ülkeyi aydınlığa taşıyacak bir süreç olsa her şey yapılsın arkasında duralım. Ama muhalefet biçimle ilgileniyor, konunun özünü konuşmuyor” diye konuştu.

Cumhuriyet belirsizleştirilse bölge, tarihin en uzun savaşlarına girer

“Diyelim bu süreç başarılı oldu ve Anayasa’da değişikliğin de önünü açtılar, cumhuriyet belirsizleştirildi. Dışa doğru genişliyoruz diye Türkiye’nin sınırları da belirsizleştirilecek. Türkiye egemenlik alanı neresi belli olmayan bir ülkeye dönüştürülüyor. Bunlar ciddi meseleler. Bunun ağır sonuçları olur. Türkiye’de Cumhuriyetin zemini ortadan kalkar. Ülkenin içe ya da dışa dönük değişiminin tartışıldığı bir anda bölge tarihin en uzun savaşlarına girer. İster fetihçilik isterse devrimcilik adına yapılmış olsun, aynı yere hizmet eder.

Toplumsal hayat ve siyaset alanının ise din referanslarıyla belirlenmesine dönük yeni adımlar atılacak. ‘İki farklı dil var, bu ayrılığı birleştirecek tek şey din’ diyecekler. Bir sorunu din temelli çözmek isterseniz ortaya büyük karanlıklar çıkar. Bizim pozisyonumuz belli. Tabii ki barış olsun ama içerik önemli. Biz çözümün içeriğinde de cumhuriyetçiliği, eşitliği, aydınlanmacılığı, laikliği, anti-emperyalizmi savunacağız.”

Sürecin hakim ideolojisi Barzanicilik

Tahminimiz Okuyan Barzaniciliği Amerikancı-İsrailci milliyetçilik olarak değerlendiriyor.  Bölgede “Barzanicilik”in yükselmesinin tehlikesine dikkat çeken TKP Genel Sekreteri, “Bir İsrailciden bir Amerikancıdan medet ummayız. Bu da sürecin taraflarının ortak noktası. Sürecin hakim ideolojisi Barzanicilik” dedi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın açıklamalarına ilişkin de konuşan ve TKP’nin bu eleştirilerin muhatabı olmadığını vurgulayan Okuyan, “Görüşmelere de silahların susmasına da itirazımız yok, defalarca söyledik. Ama peşin peşin bir sürece katılmayız, içeriğe bakarız” diye konuştu.

Paylaş

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir