Britanya’ya Özgü Sosyalist Yol: Stalin ve Avrupalı Komünistlerin Britanya Sosyalizmine Katkısı

Ferdi Bekir, Temmuz 2025

Büyük Britanya Komünist Partisi’nin (BBKP) 1951’de yayınlanan programı Britanya’nın Sosyalizme Giden Yolu (The British Road to Socialism), partinin Britanya’nın özgün koşullarında parlamenter bir yolla sosyalizme geçişini öngören temel strateji belgesi olarak tarihsel bir öneme sahiptir. Belge, Britanya halkına “yeni ve görkemli bir gelecek” vaat ederken ortaya çıkış süreci, Dünya Komünist-Sosyalist Hareketinin o dönemdeki iç işleyişine dair önemli ipuçları sunmaktadır. Mevcut arşiv belgeleri, programın nihai halinin, BBKP Genel Sekreteri Harry Pollitt ile Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) Genel Sekreteri Josef Stalin yoldaşlar arasında yürütülen bir dizi istişare sonucunda şekillendiğini ortaya koymaktadır. Günümüzde Britanya Komünist Partisi, 1951 tarihli Britanya’nın Sosyalizme Giden Yolu programının esaslarını savunmaya devam etmektedir. Parti, sosyalizme barışçıl, parlamenter bir geçişi savunan bu stratejiyi güncelleyerek sürdürmekte; mevcut genel sekreteri Robert Griffiths liderliğinde bu hattı korumaktadır. Bu yazıda, söz konusu istişarelerde, Stalin’in programın stratejik yönelimi, temel politika başlıkları ve nihai metni üzerindeki düşüncelerini inceleyeceğiz.

İşçi Partisi’nden Ayrışma ve Program Fikrinin Doğuşu

Süreç, Parti’nin Genel Sekreteri Harry Pollitt’in 1950’deki olası parlamento seçimlerine yönelik taktiksel bir soruyla Moskova’ya başvurmasıyla başladı. Pollitt’in önceliği, bir Muhafazakâr Parti zaferini engellemekti ve bu doğrultuda, belirli koşullar altında İşçi Partisi adaylarının desteklenmesini öneren bir strateji sunmuştu. Ancak Stalin’in ilk değerlendirmesi, bu yaklaşıma karşı daha keskin bir tutumu benimsiyordu. Stalin’e göre Komünist Parti, İşçi Partisi ile Muhafazakârlar arasında “hiçbir temel fark olmadığını” vurgulamalıydı; çünkü her ikisi de “yeni bir savaş hazırlığına, işçi sınıfının yaşam standartlarına saldırmaya” ve İngiliz siyasetini “Amerikan emperyalizminin çıkarlarına” tabi kılmaya yönelik politikalar izliyordu. Bu çerçevede Komünist Parti’nin İşçi Partisi adaylarını desteklememesi gerektiğini belirtti. Parti, seçimleri barış mücadelesi için bir platform olarak kullanmalı, kendi bağımsız çizgisini korumalı ve hatta İşçi Partisi ile Muhafazakâr Parti liderlerinin yarıştığı seçim bölgelerinde bile kendi adaylarını çıkararak İşçi Partisi siyasetinin “gerici özünü” teşhir etmeliydi.

Stalin, Pollitt’in kısa vadeli Muhafazakârların yenilgisini hedefleme siyasetini kısmen “doğru” olarak teyit etse de, hemen ardından BBKP’nin uzun vadeli bir vizyon eksikliğini temel bir zafiyet olarak tanımladı. Stalin’e göre, parti “uzun bir dönem için hesaplanmış bir Program olmadan” ne büyüyebilir ne de işçi sınıfı içindeki desteğini artırabilirdi. Stalin’in bu önerisiyle, tartışmanın odağı seçim taktiklerinden, Britanya’ya özgü bir sosyalizm perspektifi sunacak kapsamlı bir programın oluşturulmasına kaydı. Stalin’in bu noktadaki en önemli kavramsal katkısı, Britanya’nın sosyalizme “Sovyet gücü (yani ikinci bir hükümet inşa etmek) yoluyla değil,” Parlamento gibi mevcut kurumlar aracılığıyla işleyecek bir “Halk Demokrasisi” yoluyla ulaşacağı fikrini ortaya atmasıydı.

Taslak Süreci ve Stalin’in Düzeltmeleri

Görüşmenin ardından hazırlanan ilk program taslağı, Stalin tarafından 28 Eylül 1950 tarihli bir mektupla kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutuldu. Stalin’in eleştirileri, metnin temelden yeniden yapılandırılmasını gerektiren stratejik noktalara odaklanıyordu:

İşçi Partisi’ne Yaklaşım: Taslaktaki İşçi Partisi eleştirisini “ürkek” ve “yetersiz” bulan Stalin, İşçi Partisi liderliğinin “esasında Muhafazakâr Parti’nin sol kanadı” olarak net bir şekilde teşhir edilmesi gerektiğini belirtti.

İmparatorluk ve Ulusal Bağımsızlık: Stalin programın, komünistlerin “Britanya İmparatorluğu’nu yok etmeye çalıştığı” yönündeki suçlamalara doğrudan yanıt vermesi gerektiğini vurguladı. Çözüm olarak, partinin kendisini Britanya’yı “yeni bir demokratik temel üzerinde güçlendirmeyi” amaçlayan ve “Amerikan Emperyalizminden ulusal bağımsızlığı” savunan yegâne güç olarak konumlandırmasını önerdi.

Kamulaştırma Politikası: Stalin, İşçi Partisi’nin uyguladığı “kapitalist kamulaştırma” modelinden (sadece eski fabrika sahiplerine tazminat ödenmesi) farklı olarak, işçilerin “kamulaştırılmış sanayilerin yönetimine dahil olduğu” gerçek bir “sosyalist kamulaştırma” vizyonunun açıkça ortaya konulmasını istedi.

Stalin, taslağın genel yapısının uzun vadeli bir programdan çok bir “seçim platformuna” benzediği sonucuna vararak, metnin temelden yeniden yazılması yönünde net bir direktif vermiş oldu.

Nihai Metin Üzerindeki Son Rötuşlar

Yeniden yazılan taslak üzerindeki son istişare 5 Ocak 1951’de gerçekleşti. Bu görüşme, Stalin’in programın metnine yaptığı spesifik ve belirleyici önerileri göstermesi açısından önemlidir:

Kavramsal Düzeltme: “Ulusların eşitliği” ifadesinin, farklı kültürel gelişim düzeyleri nedeniyle “bilimsel” olmadığını belirterek, bunun yerine “ulusların eşit hakları” (equal rights of nations) teriminin kullanılmasını önerdi. Bu değişiklik, programın nihai metnine yansımıştır.

Politik Esneklik: Stalin, düşmanı yalnızlaştırmak ve birleşilebilecek tüm güçlerle birleşebilmek, müttefikleri genişletmek amacıyla “küçük toprak sahiplerinin” arazilerinin kamulaştırılmaması gerektiğini ve halk hükümetine direnmeyen mülk sahiplerine “tazminat” ödenebileceğini tavsiye etti. Bu pragmatik yaklaşım, programın “Sosyalist Kamulaştırma” bölümünde yerini aldı.

Stratejik Uyarı: Stalin’in en dikkat çekici önerilerinden biri, programa kapitalist sınıfın değişime “güç de dahil olmak üzere her yola başvurarak” direneceği ve halk hükümetinin “bu tür girişimleri kararlılıkla püskürtmeye hazır olması gerektiği” yönünde bir uyarı eklenmesiydi. Bu bölüm, neredeyse kelimesi kelimesine program metnine dahil edilmiştir.

Pragmatik Çıkarımlar: Stalin, sömürge topraklarındaki “İngiliz idari personelinin geri çekilmesi” ve “zenginliklerin ve doğal kaynakların iadesi” gibi ifadelerin programdan çıkarılmasını önerdi, çünkü bu konuların pratikte çözümü karmaşıktı. Stalin’e göre “bu ülkelerden Britanya giderse yerine Amerikan emperyalizmi gelecekti.” Nihai metin, bu kısımları çıkararak daha genel bir “egemenliğin halk tarafından özgürce seçilmiş hükümetlere devredilmesi” ifadesini benimsedi.

Sonuç olarak, Britanya’nın Sosyalizme Giden Yolu adlı programın oluşum süreci, yalnızca Britanya Komünist Partisi’nin stratejik yönelimini belirlemekle kalmamış; aynı zamanda, dönemin Dünya Komünist Hareketinin iç dinamiklerine, teori ile pratiğin nasıl iç içe geçtiğine dair çarpıcı bir örnek sunmuştur. Stalin’in doğrudan önerileri ile şekillenen bu belge, bir sosyalist partinin halk sınıflarını birleştirme, müttefiklerini genişletme ve devrimci stratejisini ülkesine özgü koşullar temelinde yeniden tanımlama çabasında nelere dikkat etmesi gerektiğini göstermektedir. Bu açıdan bakıldığında, Britanya’nın Sosyalizme Giden Yolu yalnızca Britanya koşullarına özgü bir geçiş stratejisi sunmakla kalmaz; aynı zamanda Türkiye gibi ülkelerde kapsayıcı, birleşik bir sosyalist-komünist partinin kuruluşu için de tarihsel ve teorik açıdan önemli dersler barındırmaktadır.

Kaynaklar: https://www.marxists.org/history/erol/uk.postww2/stalin-pollitt.pdf

https://www.marxists.org/history/international/comintern/sections/britain/brs/1951/51.htm

Paylaş

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir