Lenin’in Sol Oportünizmi Eleştiren Ölümsüz Eseri: ‘Sol’ Komünizm, Bir Çocukluk Hastalığı
[Büyük Marksizm Sözlüğü, Marx’ın 200. Doğum Gününü anmak amacıyla 2018 yılında Wuhan/Çin’de yayınlanmıştır. 5 Milyon sözcükten ve 4 Bölümden oluşmaktadır: sözlük Marksizm, Leninizm, Mao Zedung Düşüncesi ve dördüncüsü Çine Özgü Sosyalizm İnşa Teorisi. Sözlük 2012’de başlayan Xi Jinping Dönemini de kapsıyor.]

Sol Komünizm: Bir Çocukluk Hastalığı
Lenin’in Marksist proletarya partilerin strateji ve taktikleri üzerine önemli çalışmasıdır. Nisan 1920’de yazılmış ve Mayıs ayında Lenin’in yurtdışından elde ettiği bazı ek materyaller ve yurtdışından gelen mektuplardan sonra tamamlanmıştır. Aynı yılın Haziran ayında Rusça versiyonu bir broşür olarak Rusya’da yayınlandı. Temmuz ayında da Komünist Enternasyonal’in Temmuz 1919’da yapılan İkinci Kongresi’ne katılan delegelere dağıtılmak üzere İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinde üç versiyon olarak yayınladı. Kitabın tezleri ve sonuçları İkinci Kongre kararlarının temelini oluşturmuştur. 1920’nin ikinci yarısında kitabın Almanca, İtalyanca, İngilizce ve Fransızca versiyonları sırasıyla Berlin, Hamburg, Milano, Londra, New York ve Paris’te yayımlandı. Çince çeviri, Lenin’in Bütün Eserleri’nin 39.cildinin gözden geçirilmiş ikinci baskısında yer almaktadır.
Mart 1919’da Lenin’in önderliğinde 3. Komünist Enternasyonal kuruldu (Komintern). Komünist Enternasyonal’in önderliği ve desteği altında, birçok ülkedeki ileri Marksist unsurlar sosyal-demokrat partilerden ayrılarak bağımsız komünist partiler kurdular. Batı Avrupa’nın kapitalist ülkelerindeki işçi hareketleri ekonomik mücadeleden siyasi mücadeleye ve hatta silahlı ayaklanmaya doğru gelişti ve dünya proleter devrimci hareketi yeni bir aşamaya girdi. Bu nedenle olgun proleter siyasi partilerin önderliğine duyulan ihtiyaç özellikle acildi. Ancak Avrupa ve Amerika’daki ülkelerde yeni kurulan birçok komünist parti teorik birikim ve siyasi deneyimden yoksun oldukları için Bolşeviklerin mücadele deneyimini körü körüne kopyaladılar ve “Sol” dogmatizm hatasına düşmüşlerdi.
Özellikle de bu genç partiler Marksizmin stratejik ve taktiksel fikirlerini esnek bir şekilde uygulayamada zayıftılar. Küçük burjuvazinin devrimci coşkusu ve küçük burjuvazinin anarşizmi devrimci saflara taşınıyordu, kitlelerden kopuk strateji ve taktikler uyguluyorlardı. Bunların yanında gerici sendikalarda çalışmayı reddetmek, burjuva parlamentolarını boykot etmek ve tüm uzlaşmaları reddetmek gibi çocukça ve gülünç sloganlar öne sürdüler.
1920’lerin başında bu “Sol” eğilim Almanya, İngiltere, Avusturya, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerde giderek yaygınlaştı ve devrimci hareketin gelişimini ciddi şekilde engelledi. Bu çerçevede, Batı Avrupa’daki genç komünist partileri, Bolşeviklerin başarılı tarihsel deneyimlerinden kendi devrimlerinin somut pratiği ışığında doğru bir şekilde öğrenmeleri, “sol” çocukluk hastalıklarını aşmaları ve yeni devrimci yükselişi karşılamak üzere gerçek bir Marksist parti inşa etmeleri için eğitmek ve yönlendirmek amacıyla, Lenin, Rus Devrimi deneyimini özetleyerek Bolşevik Parti’nin önderliğini daha da güçlendirmek, Rusya’da proletarya diktatörlüğünü pekiştirmek ve Rusya’da sosyalist inşayı sorunsuz bir şekilde gerçekleştirmek için Komünist Enternasyonal’in İkinci Kongresi’nin hemen öncesinde bu kitabı yazmaya koyuldu.
Broşürde on bölüm ve 5 yazının yer aldığı bir ek kısım bulunmaktadır. Lenin bu broşürde Rusya’nın Ekim Devrimi deneyiminin uluslararası önemini ele almış, Bolşevik Parti’nin parti inşası çalışmalarındaki temel deneyimini özetlemiş, kitleleri kazanmak için mücadele teorisi ve stratejisinin yanı sıra proletarya partisinin strateji ve taktiklerinin temel ilkelerini ortaya koymuştur, bu görüşler içerik bakımından çok zengindi.
(1) Rusya Komünist Partisi’nin (Bolşevik) Parti İnşasındaki Temel Deneyimi:
Lenin, Bolşevik Partisinin kurulmasından sonra, iktidarı ele geçirme ve sağlamlaştırma mücadelesinde, parti inşası çalışmaları konusunda son derece zengin bir deneyim biriktirildiğine dikkat çekmiştir:
(A) Partinin ideolojik ve teorik inşası:
Lenin, yeni bir proleter partinin öncelikle Marksist teorinin rehberliğine bağlı kalması gerektiğini vurgulamıştır. Rusya’nın ilerici ideolojik çevrelerinin doğru devrimci teorileri bulmaya hevesli olduğunu belirtmiştir. Bu ilerici ideolojik çevreler, 1840’lardan 1890’lara kadar geçen elli yıl içinde, fedakârlık ve benzeri görülmemiş bir devrimci ruh göstererek mücadele edip acılar çektiler. Aynı zamanda Avrupa’daki deneyimlerden da inanılmaz bir azim ve özverili bir ruhla araştırmalar, çalışmalar ve uygulamalar gerçekleştirdiler. Aslında, Marksizm’in tek doğru devrimci teori olduğunu da çok acı çekerek buldular.
Lenin’e göre Bolşevik partisinin devrimci mücadeleyi kazanacak gücü elde etmesinin nedeni, yalnızca Marksizmin sağlam bir teorik temeline sahip olması değil, aynı zamanda Marksizmi Rusya’nın devrimci pratiğiyle birleştirmede başarılı olmasıydı.
(B) Partinin siyasi çizgisinin inşası:
Lenin, proletarya partisinin Marksizmin rehberliğinde ve kendi gerçekliğinin ışığında doğru bir siyasi çizgi formüle etmesi gerektiğine işaret etmiştir. Şöyle yazmıştı: Bu siyasi çizgiyi yürütme sürecinde sık sık sağdan ve “soldan” müdahalelerle karşılaşıyoruz, bu nedenle hem sağla hem de “solla” mücadele etmeliyiz. Sağda İkinci Enternasyonal oportünizmi, Rusya’nın ekonomist akımı, Rusya Menşevikleri ve Batı’daki Menşevikler, Zubatovlar ve sosyal şovenizm akımları yer almaktadır. Lenin Rusya’daki Zubatovlar’ın benzeri olan akımı şöyle tanımladı: Gompersler, Hendersonlar, Jouhaux and Legien’ler Zubatov’lardan başka bir şey değiller, bizim Zubatov’lardan tek farkları Avrupai kıyafetleri ve cilaları ve aşağılık politikalarını uygar, rafine ve demokratik olarak “nazik” bir şekilde yürütmeleridir…..“Uluslararası alanda oportünizmler içinde en baş düşmanımız sosyal şovenizm akımıdır”.
Lenin’e göre “Sol” hatalı eğilim esas olarak komünist hareketin içindedir. Bolşevik partisi hem sağa hem de “sola” karşı mücadele içinde büyümüş ve olgunlaşmıştır.
(C) Partinin örgütsel disiplininin inşası:
Batı Avrupa’daki “Sol” komünist akımın ve anarko-sendikalist akımın partinin önderliğini ve disiplinini yadsıma yönündeki anarşist trend karşısında Lenin, Rusya’daki Bolşevik partinin 15 yıllık mücadele deneyimine dayanarak, partinin merkezi ve birleşik önderliğini güçlendirmenin önemini derinlemesine açıklamış ve son derece sıkı bir örgütsel disiplini teşvik etmiştir. Siyasi iktidarı ele geçirme ve pekiştirme mücadelesinde, proleter partilerin son derece sıkı bir demir disipline sahip olmaları gerekir. Bunun nedeni yalnızca devrilen burjuvazinin her zaman karşılık vermesini engelleme ihtiyacı değil, aynı zamanda devrimci saflardaki küçük burjuvazinin gevşekliğine direnme ve üstesinden gelme ihtiyacıdır.
Demir disiplinin inşa edilmesi üç koşul gerektirir: Birincisi, proleter öncünün bilinci ve azmi, fedakârlığı, kahramanlığı ve devrime sadakati. İkinci olarak, en geniş emekçi kitlelerle, öncelikle proleter emekçi kitlelerle ve aynı zamanda proleter olmayan emekçi kitlelerle temas kurma, onlara yaklaşma ve hatta bir dereceye kadar onlarla bütünleşme yeteneği. Üçüncü olarak, bu öncü tarafından yürütülen doğru siyasi önderliğe, onun doğru siyasi stratejisine ve kitlelerin büyük çoğunluğunun kendi deneyimlerine dayanarak bunun doğruluğuna ikna olmasıdır.
Lenin, bu koşulların birdenbire ortaya çıkamayacağına, aksine doğru devrimci teorinin, yani Marksist teorinin rehberliğinde ve gerçek devrimci hareketin pratiğini uzun bir süre boyunca kitle hareketiyle yakından birleştirerek oluşabileceğine işaret etmiştir. “Sol” komünistlerin yaptığı hata, proleter devrimin kritik anında bu ilkeleri tam olarak anlamamaları ve iyi uygulamayışlarıydı.
(2) Proletarya Partisinin Taktikleri:
Lenin, bu eserde Bolşevik Parti’nin 15 yıllık gelişiminin temel tarihsel aşamalarının özelliklerini ve zengin mücadele deneyimini ayrıntılı olarak analiz etti. Devrimci hazırlık dönemi, devrimci dönem, gerici dönem, devrimin doruk dönemi, birinci emperyalist dünya savaşı ve ikinci Rus Devrimi sırasındaki taktikler gibi farklı tarihsel aşamalarda partinin taktiklerini ve taktik sorunlarını açıkladı.
Lenin, Bolşevik Parti’nin başarısının, doğru taktikleri kullanma konusundaki kendi acı deneyiminde yattığına işaret etti: “Bolşevik Parti, tüm mücadele biçimlerine hakim olmakta ve ilkelerdeki sağlamlığı taktiklerdeki esneklikle birleştirmekte başarılıydı. Devrimin gelişim temposunun dibe vurduğu koşullarda, “ordularına” en az zarar vererek başarılı bir şekilde geri çekildi ve bu geri nesnel koşullarda en gerici parlamentolarda, en gerici sendikalarda, kooperatif ve sigorta birliklerinde ve benzer örgütlerde doğru yasal çalışma taktiklerini uyguladı. Devrimin yeniden canlandığı ve temposunun hızlandığı yıllarda, Bolşevikler benzeri görülmemiş zorlukların üstesinden gelerek Menşevikleri geri püskürttüler, yasadışı çalışmayı “yasal fırsatların” kullanımıyla birleştiren doğru taktikleri uyguladılar, tüm mücadele biçimleri -yasal ve yasadışı, barışçıl ve şiddetli, yeraltı ve açık, görece dar grup mücadeleleri ve kitle mücadeleleri, parlamenter ve devrimci- nesnel duruma göre dönüşümlü olarak kullanıldı ve baş gerici Duma seçimlerinde Bolşevikler işçilerin çalışma ve yaşam alanlarının tam desteğini kazandılar.”
Lenin, mücadele biçim ve yöntemlerinin çeşitliliğini ve mücadele biçim ve yöntemlerinin esnekliğini Komünist Parti’nin stratejisinin önemli bir parçası olarak görüyordu. Lenin, uluslararası komünist hareketteki çeşitli önemli hataların, mücadele biçim ve yöntemlerinin zengin çeşitliliğini ve esnekliğini komünistlerin taktiğinin temel bir parçası olarak kabul etmemekten kaynaklandığını savunmuştur. Bunun üstesinden gelinmelidir. Yeni içeriği dikkate almaksızın inatla sadece eski biçimlere tapan sağ eğilimli doktrinerizm tamamen iflas etmiştir. “Sol” eğilimli doktrinerizm ise inatla belirli eski biçimleri reddederek yeni içeriğin çeşitli ve farklı biçimlerde kendisine alan açtığını görememektedir. Bu nedenle Lenin devrimci partilere, burjuvaziyi yenmek için doğru saldırı ve doğru geri çekilme taktiklerini kullanmayı bilmeleri ve öğrenmeleri, esnek politikalar benimsemeleri ve siyasi mücadelede ustalaşmaları gerektiğini söylemiştir.
(3) Marksist Teori ve Kitleler İçin Mücadele Stratejisi:
Lenin, proletaryanın mücadelede zafere ulaşmak istiyorsa, kitleleri, önce işçi sınıfını, sonra da hem proleter hem de proleter olmayan emekçi kitleleri kazanması gerektiğine işaret etmiştir. Lenin, tarihsel materyalizmi ve Marksist siyasi partiler teorisini kullanarak, “Sol” komünistlerin siyasi partiyi, disiplini, demokratik merkeziyetçiliği reddetme, sendikalarda çalışmayı reddetme, parlamenter faaliyetleri uygulamayı reddetme ve her türlü uzlaşmayı reddetme konusundaki hatalarını kapsamlı ve derin bir şekilde analiz etti. Bunun yanında, Marksist kitleler için mücadele teorisini ve stratejisini sistematik olarak açıkladı.
(A) Lenin “Sol” komünist akımları ve anarko-sendikalist sosyalist akımı a)önderler, b)siyasi partiler, c) sınıflar ve d) kitleler arasındaki diyalektik ilişkileri anlamamakla eleştirmiştir. Bu sözde “Sol” akımlar partinin önderlik rolünü ve önderlerin rolünü reddetmiş, partiyi sınıfın karşısına koymuş, önderleri parti üyelerinin karşısına koymuş ve “önderlik diktatörlüğü yıkılsın, yaşasın kitlelerin diktatörlüğü” anarşist sloganını savunmuşlardır.
Bunlara karşılık Lenin; kitleler, sınıflar, siyasi partiler ve önderler arasındaki ilişkiler ve parti içinde demokratik merkeziyetçilik ilkesi hakkındaki Marksist teoriyi bilimsel olarak açıklamıştır. Lenin, kitlelerin sınıflara bölündüğüne; çoğu durumda, en azından modern uygar ülkelerde, sınıfların siyasi partiler tarafından yönetildiğine; siyasi partilerin genellikle en fazla prestije, en fazla etkiye ve deneyime sahip bireylerden oluşan nispeten istikrarlı gruplar tarafından yönetildiğine dikkat çekti. Bu önderler sadece en önemli pozisyonlara seçilen önderlerdir. “Siyasi önderleri devirmek”, proletaryayı tamamen silahsızlandırmak, burjuvazinin proletaryaya karşı mücadelesine yardımcı olmak ve kesinlikle proletaryanın devrimci hareketini yok etmektir.
(B) Lenin, işçi sendikalarının Sosyal Demokrat Parti’nin sağcı önderlerinden etkilendiği bahanesiyle sendikalarda çalışmayı reddeden “Sol” unsurların hatalı görüşünü şiddetle eleştirmiştir. Onları ayrıca Sovyet iktidarının ve proletarya diktatörlüğünün tanınması ilkesini merkeze koyan yeni bir sendika örgütünün kurulmasını savundukları için eleştirmiştir. Bu “sollar” ve anarko-sendikalist sosyalist akım burjuva önyargılarıyla lekelenmemiş olması gereken yeni sendika örgütlerinin kurulmasını savunmuşlardır. Lenin bunun yerine proletarya diktatörlüğünün ve proletarya partisinin her türlü sendikayla yakın ilişki içinde olması gerektiğine işaret etmiştir.
Örneğin Rusya’da proletarya diktatörlüğü, Bolşevik Komünist Partisi’nin önderliğinde görev yapan Sovyetmeclislerinde örgütlenmiş proletarya tarafından gerçekleştirilmekte ve başarılmaktadır. Sınıfın diktatörlüğü ve devletin yönetimi, Parti’nin önderliğinde olan sendikalar aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.
“Solların” gerici oldukları bahanesiyle sendikalardan çekilmesi ve “yeni, saf, temiz bir kızıl sendikaların” kurulması uygulaması, “Solların” sendikaların üst kademelerindeki birkaç bürokratik unsuru işçi kitleleriyle karıştırdıklarını gösteriyor ve “Solların” sendikaları da Parti ile karıştırdıklarını gösteriyor, böylece “Sollar” işçi kitlelerini ihmal ettiklerini ve terk ettiklerini göstermektedir. Bu nedenle komünistlerin sendikalarla son derece yakın ilişkiler kurması gerekmektedir. Gerçek komünistlerin strateji ve taktikleri, kitlelerin olduğu her yerde çalışmak ve işçi kitlelerini kazanmak için “gerici” olanlar da dahil olmak üzere tüm sendikalarda çalışmaktır.
(C) Lenin, parlamenter sistemin artık siyasi ve tarihsel olarak zamanını doldurduğunu savunan tutumlarını eleştirdi ve aynı zamanda “Solların” sözde “devrimci ruhu” sergilemek adına ve İkinci Enternasyonal önderlerinin parlamentolardaki teslimiyetçi ve aşağılık davranışlarına karşı çıkmak adına burjuva parlamentolarına katılmayı reddetmelerini eleştirdi. Lenin “Solların” bu zararlı taktiklerini reddederek, Komünistler için burjuva parlamentolarının doğru kullanımına işaret etti ve parlamentoların kitleleri kazanmada önemli bir taktik aracı olduğunu vurguladı.
Lenin, parlamentarizmin tarihsel olarak zamanını doldurması ile siyasi olarak zamanını doldurmasını birbirine karıştırmanın yanlış olduğuna işaret etti. Parlamentarizm gerçekten de tarihsel olarak zamanını doldurmuştur, çünkü Ekim Devrimi ile birlikte proletarya diktatörlüğü ve onun temsili Sovyet meclisleri biçimi ortaya çıkmıştır. Proletarya diktatörlüğü burjuva siyasi uygarlığın tüm olumlu biçimlerini devralarak onlara prolter temsili demokrasi ve taban-doğrudan demokrasisi olarak yeni biçimler vermiştir.
Fakat Lenin’e parlamentarizm ve parlamentolar henüz siyasi olarak zamanını doldurmuş değildir, çünkü kapitalist ülkelerdeki işçi sınıfının çoğunluğu hala parlamentolara inanmakta ve güvenmektedir.
Lenin ayrıca burjuva parlamentarizmin partinin teorik görüşü açısından bakıldığında zamanını doldurduğunun Marksist bir doğru olduğunu fakat henüz işçi sınıfı için bunun henüz geçerli olmadığını belirtmiştir. Lenin komünistlerin genel ilke olarak parlamentolara katılabileceğine inanıyordu.
Burjuva parlamentolarındaki komünistlerin amacı, İkinci Enternasyonal partilerinin yaptığı gibi, parlamenter mücadeleyi sınıf mücadelesinin tek ve temel biçimi olarak görerek normal yasama çalışmalarını yürütmek değil, parlamenter mücadeleyi parlamento dışındaki sınıf mücadelesini tamamlayan bir yol olarak görmek, parlamentoyu burjuvazinin gerici politikalarını teşhir etmek ve kitleleri kararlı ve sabırlı bir şekilde eğitmek, yönlendirmek ve kazanmak için bir forum olarak kullanmaktı. Bu, komünistlerin parlamentoda çalışan grubunun görevi olmalıydı.
Komünistlerin ilke olarak burjuva parlamentolarında yer alabilecekleri genel ilkesi, bunu her zaman ve her durumda yapmaları gerektiği anlamına gelmiyordu. Bolşevik Parti’nin, devrimin yükseldiği dönemlerde parlamenter mücadeleye ve Duma parlamentosuna karşı çıkma ve direnme tutumu, devrimin gelişme temposunun alçaldığı dönemlerde ise içinde yer alma şeklindeki esnek stratejisi ve işçi sınıfının iktidarı ele geçirmesinden sonra Kurucu Meclis’in toplanıp burjuva parlamentosunun dağıtılması, burjuva parlamentolarının ustaca kullanılmasının örnekleriydi.
(D) Lenin, Batı Avrupa’daki bazı “sol” akımları ayrım gözetmeksizin her türlü uzlaşmaya ve geri çekilmeye karşı çıktıkları için eleştirdi. Batı Avrupa’daki bazı “sollar” uzlaşmanın oportünizm olduğunu ve uzlaşmayı kabul etmenin Marksizmin saflığını lekeleyeceğini iddia ediyorlardı. Lenin, komünistlerin uzlaşmayı veya geri çekilmeyi tümüyle reddedemeyeceğini ve uzlaşıp uzlaşmamanın tamamen uzlaşmanın niteliğine bağlı olduğunu belirtmiştir.
Komünist Parti, devrimci hareketin uzun vadeli çıkarları açısından faydalı olduğu sürece, burjuva partileriyle uzlaşmalar da dahil olmak üzere diğer partilere karşı manevra, uzlaşma ve taviz verme yaklaşımını uygulayabilir ve bu taktiği proletaryanın genel bilinç düzeyini yükseltmek, proletaryanın devrimci doğasını yükseltmek, proletaryanın savaşma ve kazanma yeteneğini artırmak için iyi kullanmalıdır.
Lenin’e göre bununla birlikte, iki tür uzlaşma arasında bir ayrım yapılmalıdır: Birincisi, devrimci davayı geliştirmek için dış nesnel koşulların zorladığı uzlaşmadır. Diğeri ise, kişisel kazanç hırsı, korkaklık ve korku nedeniyle kapitalistlere isteyerek boyun eğen ve onlara hitap eden hainlerin uzlaşmasıdır. Açıkça elverişsiz bir savaştan kaçınmak ve ilerlemek için geri çekilmeyi seçmek için gerekli olan birinci türden uzlaşmalar yapılabilir. İkinci tür uzlaşma, devrimci sınıfın çıkarlarını tehlikeye atan hain oportünist bir uzlaşmadır. Bu tür bir uzlaşmayı teşhir ve ifşa etmek için her türlü çabayı göstermeli ve bununla kararlılıkla mücadele etmeliyiz. Lenin’e göre “Sollar”, farklı doğalara sahip iki tür uzlaşma olduğunu anlamıyordu, bu nedenle onlar sözde oportünist uzlaşmalara karşı çıkma bahanesi ile, siyasi pratikte her tür uzlaşmaya bir bütün olarak karşı çıkıyor ve itiraz ediyorlardı.
Lenin’e göre uzlaşma taktiğinin özü, “geçici yol arkadaşlarımızın” ve bu tür “geçici müttefiklerimizin” sorunlarından yararlanmaktır; uzlaşma taktiğinin özü dolambaçlı yoldan ilerleme, dolaylı saldırı taktiğini uygulamaktır. Komünistler komünizm davasını kazanmak istiyorlarsa, sadece doğrudan ve cepheden saldırı taktiğini değil, aynı zamanda dolambaçlı yoldan ilerleme ve dolaylı kuşatma taktiğini de kullanmalıdırlar.
(4) Lenin, Avrupa ve Amerika’daki genç deneyimsiz Komünist partilerin “Sol” dogmatizmini (sol eğilimli doktrinerizm) Bolşeviklerin Rusya’daki başarısının temel deneyimlerine dayanarak eleştirmiştir.
Lenin, Marksizmin temel ilkelerinin çeşitli ülkelerin özgül devrimci pratikleriyle birleştirilmesi gerektiğini ve çeşitli ülkelerin proletarya partilerinin önemli politikalarını ve politik stratejilerini kendi ulusal koşullarına göre belirlemeleri gerektiğini açıklamıştır.
Lenin, Rusya’nın koşullarını Batı Avrupa’nınkilerle eşitleyen “Sol” Komünistlerin, Marksizmin temel ilkelerini özgül pratiklerle nasıl birleştireceklerini bilmediklerini, bunun yerine Ekim Devriminin belirli evrensel özelliklerini mekanik bir şekilde yorumladıklarını ve böylece Ekim Devrimi deneyimini değişmez bir dogma haline getirdiklerini belirtti. Bu hatalı eğilime yanıt olarak Lenin, Sovyet iktidarının ve Bolşevizmin teorik ve taktik ilkelerinin, yalnızca dar anlamda, yani sadece belirli bazı temel ilkeleri açısından evrensel uluslararası öneme sahip olduğunu vurguladı.
Çeşitli ülkelerdeki komünist partilerin temel görevi, komünizmin temel ilkelerini (Sovyet iktidarı ve proletarya diktatörlüğü) kendi toplumlarının özellikleri ve nitelikleri ile birleştirecek şekilde uyarlamak ve uygulamaktır. Komünistler bu temel ilkeleri ayrıntılı ve doğru bir şekilde uyarlamalı ve zaman içinde yenilemeli, kendi ülkelerinin devriminin özgün yolunu ve özgün devrimci mücadele yöntemini iyi incelemeli ve keşfetmeli, kendi ülkelerinin gerçekliğinden kopmamalı ve diğerler ülkelerin başarılı deneylerini mekanik bir şekilde kopyalamamalıdırlar.
Lenin’in bu önemli çalışması Marksizmin strateji ve taktik üzerine düşüncelerini zenginleştirmiş ve geliştirmiştir, bu çalışma hala tüm dünyadaki Komünistler için “Sol” oportünizme karşı güçlü bir ideolojik silahtır ve Marksist siyasi partilerin inşası çalışmasını geliştirmede kullanılabilecek önemli bir silahtır. Çin’in Yeni demokratik devrim döneminde Mao Zedung, Lenin’in iki eserine özel ilgi göstermiş, odaklanmış, bu eserlerden önemli ölçüde etkilenmiş ve esinlenmiştir: Demokratik Devrimde Sosyal-Demokrasinin İki Taktiği ve Sol Komünizm: Bir Çocukluk Hastalığı. Mao Zedung “İki Taktik” kitabıyla Parti içindeki sağ oportünizme, “Sol Komünizm”le de parti içindeki “Sol” oportünizme karşı mücadele etmede yararlandığını yazmıştır.
TAMAMINI OKUMAK İÇİN İNDİRİNİZ
