Chai Shangjin: Dünya Sosyalizminin Tarihsel Seyri, Bugünkü Mevcut Durum ve Gelecek
Ulusal Sosyalizm: Sömürgeciliğin Tarihi ve Sömürgeciliğin Çöküşü Yeni Bir Sosyalist Akıma Yol Açtı
Yazar hakkında, Ord. Prof. Tienjin Ünivesitesi, ÇKP Uluslararası İlişkiler Departmanı Danışmanlarından…

Marx ve Engels, proletaryanın kurtuluşunun ancak uluslararası bir dava olabileceğine işaret etmişlerdi. Biz de onlar gibi sosyalizmin sadece biçim olarak ulusal, öz nitelik olarak ise uluslararası olduğuna inanıyoruz. Komünist hareketin temel özelliği “uluslararası” olmasıdır, “ulusallık” ise komünist hareketin dışsal biçimidir, yani Marksizmin rehberliğinde çeşitli ülkelerin komünist partileri tarafından proletaryanın iktidarı ve sosyalizmin zaferi için yürütülen hareketin “uluslararası komünist hareket” olarak adlandırılması gerektiğine inanıyoruz. “Ulusallık” ve kendi ülkesinin ulusal özellikleri günümüz sosyalist hareketinin temel özellikleridir, ancak sosyalizm sadece “ulusallığa” odaklanırsa ve ulusallık enternasyonalizmden koparılırsa, dünya kapitalist sisteminin hâkim olduğu uluslararası bir ortamda tecrit olacaktır. Ve birçok ülkenin sosyalist güçleri arasında karşılıklı destek ve görüş alış-verişi ve işbirliği için olumlu elverişli koşullar yaratmak ve sosyalizm cephesinden kapitalizme karşı etkili bir rekabet avantajı geliştirmek zor olacaktır. Dünya sosyalizmi, ulusallık ve uluslararasılığın bir bütünlük içinde olduğu bir sosyalizmdir.
Günümüzün Dünya Sosyalizmini İncelerken Üzerinde Durulmayı Hak Eden Bazı Sorunlar
Çevirenin not: Bugünkü dünyadaki 3 başlıca sosyalist akımdan biri ulusal sosyalizm akımıdır, diğerleri bilimsel sosyalizm ve demokratik sosyalizm akımlarıdır. Tabii ki başka akımlar da var. Örneğin ütopik akademik sosyalizm gibi veya Troçki sosyalizm akımı gibi bugün dünyada sosyalizm akımları büyük çeşitlilik gösteriyor. Kitapta ulusal sosyalizm akımının nitelikleri de tartışılıyor
Sosyalizmin teoriden pratiğe, bir ülkeden birçok ülkeye, sosyalizmi inşadan reforma, geleneksel sosyalizmden çağdaş olana doğru gelişmesiyle birlikte, üzerinde derinlemesine çalışmayı hak eden pek çok önemli teorik ve pratik mesele ortaya çıkmıştır.
Günümüz dünyasında sosyalizmin gelişiminin özelliklerini ve gelişim yasalarını nasıl inceleyebilir ve kavrayabiliriz? Dünya sosyalizmi üzerine akademik araştırmaları ve çeşitli disiplinlerin ve söylem sistemlerinin inşasını teşvik etmeye nasıl devam edebiliriz? Mevcut uluslararası komünist hareketin yeni çelişkilerini ve zorluklarını nasıl kavrayabilir ve bunlara nasıl yanıt verebiliriz? Krizlerde fırsatları değerlendirmek, değişim süreçlerinde yeni olanaklar yaratmak ve arayış sürecinde dünya sosyalizminin yeniden canlandırılmasını teşvik etmek için değişimleri nasıl doğru bir şekilde tespit edebilir, bunlara bilimsel olarak nasıl adapte olabilir ve bunları nasıl aktif bir şekilde izleyebiliriz? Bunlar, dünya sosyalizmi çalışmalarında kaçınamayacağımız teorik ve pratik sorulardır.
I. “Dünya Sosyalizmi” araştırmalarının nesnesi nasıl anlaşılmalıdır?
“Dünya sosyalizmi” ne tür bir sosyalizmdir ya da bilimsel bir disiplin olarak “dünya sosyalizmi “nin araştırma nesnesi nedir? “Dünya sosyalizmi” ile “uluslararası komünizm” arasındaki fark nedir? Aslında, insanların “dünya sosyalizmi” anlayışı muğlaktır, farklı anlamlar ve bağlamlar içerir, doğal olarak, fikirlerin örtüşmesinden ziyade yüzlerce düşünce okulu vardır ve bu alanda henüz teorik bir görüş birliği bulunmuyor.
(i) “Dünya sosyalizmi” ne tür bir sosyalizmdir?
Sosyalizm nedir? Bazı insanlar sosyalizmin yalnızca bilimsel sosyalizm akımı ile sınırlandırılması gerektiğinde ve sosyalizmin ayırt edici özelliklerinin kamu mülkiyeti, planlı ekonomi, emek katkısına göre bölüşüm ve proletarya diktatörlüğü olduğunda ve sadece böyle bir toplumun sosyalist olduğunda ısrar etmektedir. Bu tür düşüncelerden etkilenen bazı insanlar sosyalizmi bilimsel sosyalizm ile ve komünizm ile bir tutma eğilimindedir.
Bu kavramların birbirine karıştırılması, netlik eksikliğine ve belirsizliğe yol açmıştır. Günümüz dünyasında sosyalizm hem bir ideoloji/düşünce, hem bir hareket hem de bir sistem olmak üzere üç yönlüdür. Sosyalizm çeşitli sosyalist düşünce okulları ve sol güçler de dahil olmak üzere, kapitalizmi aşan ve dünyada adaleti sağlayan ilerici fikirler, hareketler ve güçleri kastetmek için kullanılan ortak kabul gören bir terimdir. Genel olarak, günümüz dünyasında sosyalizm, sosyalist düşüncenin çeşitli okullarını ekollerini ve sosyalizmin farklı güçlerini kapsayan bir kavramdır. Sermayenin egemenliğine karşı çıkma, işçilerin çıkarlarına yüksek değer verme ve kapitalizme alternatifi gerçekleştirme fikri dünya sosyalizminin ideolojik temelidir ve aynı zamanda sosyalizm mücadelesi yürüten çeşitli sol ve merkez sol güçlerin de temel uzlaşısıdır.
Dünya sosyalist hareketinde, yalnızca rehber olarak Marksizm’de ısrar eden, Marksizm’in temel ilkelerini kendi ülkelerinin koşullarına uyarlayan ve ideolojik fikirlerinde ve devrimci pratiklerinde sosyalizmin yolunu sıkı sıkıya izleyenler bilimsel sosyalist olarak kabul edilebilir. Ancak sosyalizme inandıklarını iddia eden demokratik sosyalizm akımı, ulusal sosyalizm akımı ve çeşitli yeni ortaya çıkan neo-sosyalist düşünce akımları gibi sosyalist akımlar kapitalizmi eleştirmelerine veya saldırmalarına ve kapitalizme alternatif bir sistemin gerçekleştirilmesini savunmalarına rağmen çoğu Marksizm’e bağlı değildir ve bu nedenle bilimsel sosyalist olarak adlandırılamazlar.
Her ne kadar sosyalizm, bilimsel sosyalizm ve komünizm tanımları uyuşmazlık gösterse de ve bugün dünyada tek bir sosyalizm tanımı bulunmamasına karşın dünyada sosyalizm ve bilimsel sosyalizm arasındaki bağlantılar ve farklılıklar konusunda ortak bir anlayış bulunmaktadır.
Bilimsel sosyalizm, Marksizmin rehberliğinde çeşitli ülkelerde komünistler tarafından yürütülen sosyalist devrimin ve inşanın temel teorilerinin ve genel yasalarının incelenmesidir. Dünya sosyalizmi ise bugün dünyada çeşitli sol ve ilerici güçler tarafından yürütülen kapitalizme karşı mücadele ve sosyalizmi keşfetme teori ve pratiklerinin incelenmesidir. Komünistler kapitalizme karşı bilimsel sosyalizm ilkeleri doğrultusunda mücadele etmektedir ve teorik iddiaları diğer sol güçlerin oluşturduğu genel mutabakatın ötesine geçmiştir. Dünya sosyalizminin düşünce okulları ile sol güçler arasındaki bağlantıları ve farklılıkları görmeli ve bugünün dünya sosyalizmini basitçe bilimsel sosyalizm akımı ile sınırlı olarak görmemeli ya da dünya sosyalizmi kavramını bilimsel sosyalizm yerine ikame etmemeliyiz.
(ii) Dünya sosyalist hareketini eşittir uluslararası komünist hareket diyebilir miyiz?
Uluslararası komünist hareket nedir ve dünya sosyalist hareketinden ne bakımdan farklıdır ve onunla bir tutulabilir mi? Bu konuda birinci görüş, bugün dünyada uluslararası bir komünist hareketin olmadığıdır. “Uluslararası komünist hareket” terimi ilk kez 1920’de Komünist Enternasyonal’in İkinci Kongresi’nde kullanıldı ve proletarya iktidarının ve sosyalizmin zaferi için uluslararası bir örgüt olan Komünist Enternasyonal’in önderliğinde çeşitli ulusların komünist partilerinin yürüttüğü devrimci harekete atıfta bulunmayı amaçlıyordu. Dolayısıyla uluslararası komünist hareketin özel bir anlamı vardı ve bunun en önemli işaretlerinden biri de uluslararası bir örgütün merkezi ve birleşik önderliğinin var olmasıydı. Komünist Enternasyonal dağıtıldığında ve özellikle de uluslararası komünist hareket içinde büyük bir tartışma (Çin-Sovyet çatışması gibi) yaşandığında, daha önce merkezileşmiş, örgütlenmiş ve bir önderlik altında bulunan uluslararası komünist hareket parçalanmaya ve giderek dağılmaya başladı. Doğu Avrupa’daki ayaklanmalar ve Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından birçok komünist parti ya kendini feshederek ya da isim değiştirerek yok oldu. Dağılmayan ya da isim değiştirmeyen komünist partiler ise uluslararası komünist hareketin derslerinden öğrendiler, teorik fikirlerini ve politikalarını gözden geçirdiler, kendi yollarını izlediler ve pratik içinde sosyalizmi inşada yeni arayışlara girdiler. Dolayısıyla, tek bir merkezin, tek bir yolun ve tek bir modelin olduğu geçmişin uluslararası komünist hareketi artık mevcut değildir.
İkinci görüş ise ‘dünya komünizmi’ teriminin bugünkü ‘uluslararası komünizmi’ tanımlamak için kullanılabileceği, yani ‘uluslararası komünizm’ adının ‘Dünya Komünizmi’ olarak değiştirilmesi gerektiğidir. Çünkü ‘dünya komünist hareketi’ terimi Marx ve Engels tarafından kullanılmıştır ve onlara göre aslında ‘uluslararası komünist hareket’ ve ‘dünya komünist hareketi’ aynı anlama gelmektedir.
Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Uluslararası İlişkiler Departmanı müdür yardımcısı ve danışmanı Li Yimeng, 1979 yılında Merkezi Parti Okulu öğrencilerine verdiği bir konferansta bu konudan bahsetmiş ve o dönemdeki uluslararası durumu analiz ettikten sonra şöyle demiştir: “Uluslararası komünist harekete yapılan mevcut atıf sadece geleneksel bir atıf olabilir, ancak gerçek anlamda böyle bir uluslararası komünist hareket bugün yoktur. Uluslararası komünist hareket ortak bir örgüte, ortak bir programa, ortak bir amaca ve ortak bir eyleme sahip olmayı ifade ettiği için uygun bir terim olabilir, ancak artık durum böyle değil. Dünya Komünist Hareketi terimi daha iyi olabilir.”
Li Yimeng, “uluslararası komünist hareket” teriminin artık kullanılmaması gerektiğini, bunun yerine “dünya komünist hareketi” teriminin geçirilmesi gerektiğini savundu. Çünkü ona göre, şu anda dünya komünist hareketine önderlik eden birleşik bir örgüt bulunmuyor ve bu nedenle “dünya komünist hareketi” kavramını kullanmak daha doğrudur. Li Yimeng şöyle yazmıştı: “Mevcut dünya komünist hareketi birleşik bir örgüt tarafından yönetilmemektedir, bu nedenle “dünya komünist hareketi” olarak adlandırılması daha doğrudur”.
Üçüncü görüş, uluslararası komünist hareketin içeriğinin ve biçiminin derinden değiştiği ve ulusal özelliklere sahip sosyalizm yolunun uluslararası komünist hareketin ardılları arasında yaygın bir mutabakat haline geldiği ve bugün artık özgün özelliklere sahip sosyalizm uygulamalarını tanımlamak için “uluslararası komünist hareket” terimini kullanmanın uygun olmadığıdır. 1970’ler ve 1980’lerden bu yana, dünyada çeşitli komünizm ve sosyalizm teorileri ortaya çıkmış ve birçok komünist parti teorik yenilikler gerçekleştirmiş ve “Avrupa komünizmi” en tipik olanı olmak üzere kendi koşullarına has sosyalizm yolu arayışları içinde olmuşlardır.
Üçüncü görüşe göre, 1980’lerin sonu ve 1990’ların başında Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği sosyalizmi terk etti, birçok komünist parti isim değiştirdi ve uluslararası komünist hareket ağır bir darbe aldı ve bir çöküşe girdi. O zamandan beri, ‘uluslararası komünist hareket’ terimi akademik çevrelerde nadiren kullanılmaktadır, ancak ‘dünya komünist hareketi’ terimi de kullanılmamakta ve ‘dünya sosyalist hareketi’ terimi daha sık kullanılmaktadır.”
Bilimsel sosyalizmi vurgulayan “uluslararası komünizm” kavramının aksine, “dünya sosyalizmi” çeşitli sosyalist ve sol hareketleri kapsar. “Dünya sosyalizmi” açık ve kapsayıcı bir kavramdır ve henüz kesin olarak tanımlanmamıştır. Marksist teori araştırma ve inşa projesinin kilit ders kitaplarından biri olan Uluslararası Komünist Hareketin Tarihi ders kitabının hazırlanması sırasında, akademik camia “uluslararası komünist hareket” ve “dünya sosyalist hareketi ” kavramlarının ders kitabında nasıl kullanılacağı konusunda ortak bir görüşe varamamıştır. Sonunda, uluslararası komünist hareketi Marksizmin rehberliğinde proleter iktidarın ve sosyalizmin zaferi için mücadele eden bilimsel sosyalizm ve Komünist Parti ile sınırlayan geçmişteki uygulamaya bağlı kaldılar. Pek çok akademisyen buna katılmamış ve bu durum çeşitli eleştirilere yol açmıştır.
Günümüzde çeşitli ülkelerdeki komünist partiler, bilimsel sosyalizmin unsurlarını taşıyan ve komünist hareketin geleneklerini koruyan daha önceki uluslararası komünist hareketin halefleridir. Farklı komünist partilerin sosyalizm arayışının kendine özgü özelliklerine rağmen, bu komünist partilerin savundukları sosyalizm demokratik sosyalizmden ve ulusal sosyalizmden farklıdır.
Günümüzdeki çeşitli sosyalist eğilimleri ve hareketleri bir bütün olarak nasıl temsil edebiliriz ve dünya çapında bir sosyalist hareket var mıdır?
Günümüzdeki çeşitli sosyalist eğilimleri ve hareketleri bir bütün olarak nasıl temsil edebiliriz ve dünya çapında bir sosyalist hareket var mıdır? Bu sorunun daha fazla araştırılması gerekmektedir. Marx ve Engels proletaryanın kurtuluşunun ancak uluslararası bir dava olabileceğine işaret etmişlerdir.
Bu kitabın yazarı, sosyalizmin sadece biçim olarak ulusal, içerik olarak ise uluslararası olduğuna inanıyor. Bu görüşe göre yazar, komünist hareketin temel özelliğinin “uluslararası karakteri” olduğuna, “ulusal karakterinin” ise dışsal biçimi olduğuna, yani Marksizmin rehberliğinde çeşitli ülkelerin komünist partileri tarafından proletarya iktidarının ve sosyalizmin zaferi için yürütülen hareketin “uluslararası komünist hareket” olarak adlandırıldığına inanmaktadır. Bu, “uluslararası komünist hareket” için önemli bir yol gösterici ilkedir.
“Ulusal” özellikler günümüz sosyalist hareketinin temel özellikleridir, ancak sosyalizm sadece “ulusal özelliklere” odaklanır ve ulusal olanı uluslararası olandan ayırırsa, dünya kapitalist sisteminin hâkim olduğu uluslararası bir ortamda izole olacaktır. Bu durumda her ülkenin sosyalist güçleri arasında karşılıklı destek ve tanıtım için uygun koşullar yaratmak ve kapitalizme karşı etkili bir rekabet avantajı geliştirmek de zor olur. Enternasyonalizm ulusallık üzerine kuruludur. Enternasyonalizmi vurgulamak ve ulusal özellikleri göz ardı etmek, geçmişteki uluslararası komünist hareketin hatalarını tekrarlamak ve dünya sosyalist hareketini çıkmaza sokmak demektir.
Uluslararası komünist harekette bir zamanlar iktidarda olan komünist partilerin ve bir zamanlar popüler olan sosyalist ideoloji ve hareketlerin aksine, Çin Komünist Partisi sadece iktidarı uzun bir tarihi süre boyunca başarıyla elinde tutmakla kalmamış, aynı zamanda Çin’e özgü sosyalizm terimi altında yeni bir inşa yolunu da başarıyla açmıştır. Çin’e özgü sosyalizm, reformları derinleştirerek ve dışa açılmayı artırarak sadece Çin’in ve dünyanın ekonomik kalkınmasına yeni bir ivme kazandırmakla kalmamış, aynı zamanda gelişmekte olan ülkeler için modernleşmeye giden yolu genişletmiş; bağımsızlıklarını koruyarak kalkınmalarını hızlandırmak isteyen dünya ülkelerine ve halklara kendi modernleşmelerini gerçekleştirmede yeni bir seçenek sunmuştur.
Çin’e özgü sosyalizm sadece Çin üzerinde değil, aynı zamanda Marksizmin, sosyalizmin ve genel olarak insanlığın gelişimi üzerinde de etkili olmuştur. “Çin’e özgü sosyalizm” dış dünyaya kapalı olmak ya da kendi işimize bakmak anlamına gelmez; insan toplumu tarafından yaratılan tüm uygarlık kazanımlarını özümseme ve bunlardan ders çıkarma temelinde kendini dönüştürmeyi ve kendini geliştirmeyi gerektirir. ÇKP Genel Sekreteri Xi Jinping, “günümüz dünyasında ekonomik ve sosyal kalkınmanın giderek daha fazla teorik yenileşme, toplumsal sistem, bilim ve teknoloji ve kültür alanlarındaki yeniliklere bağlı olduğunu ve uluslararası rekabetteki yeni avantajın giderek daha fazla yenilik yapma becerisine dayandığını” belirtti. Sadece tarihin hızına ayak uyduranlar ve zamanın ruhunu doğru kavrayanlar parlak geleceği kazanacaktır. Reformun sonu yoktur, Çin’e özgü sosyalist sistemin geliştirilmesinin sonu yoktur ve Çin’e özgü sosyalizm dünya sosyalizmine katkıda bulunmalıdır. 3
TAMAMINI OKUMAK İÇİN İNDİRİNİZ