Trump Yeniden Seçilirse, ABD Çılgın Bir Yola Girebilir: Bir Analist

Temmuz 2024, Şangay Günlüğü Gazetesi

Küresel ölçekte sağ siyasetin başat bir figürü olarak Trump’ın seçilmesi, ABD politikasında sağa doğru büyük bir kayma anlamına geliyor. Çoğu kurum Trump’ın yeniden seçilmesinin ülkenin iç enflasyon ve göç politikalarını etkileyeceğine inanıyor.

Birinci olarak, ABD’de yurtiçi enflasyon sorunu var. Trump tarafından temsil edilen sağcı güçler, ABD’yi güçlendirmek ve korumak için “ortak uluslararası anlaşmalardan çekilmeye” ve küreselleşmeye karşı çıkmaya yönelecek böylece sağcı güçler yerli imalat sanayini güçlendirmek ve korumak istiyorlar. Fakat, ABD’de yerli imalat sanayinin içinin boşaltılması sorununun uzun bir tarihi geçmişi vardır.

ABD açısından Uluslararası ticaretten alel acele çekilmek ve ayrışmak, yalnızca yurtiçi fiyatların yükselmesine, yurtiçi enflasyonun daha da artmasına ve toplumun her kesimi ve genel halk için yaşam ve geçim maliyetlerin artmasına neden olacaktır. Bu eğilim Trump’ın ilk döneminde zaten belirgindi, fakat Trump halk içindeki sağcı popülist duyguları akıllıca kullanarak artan fiyatlar için yabancı ülkeleri suçladı ve Amerikan halkının küreselleşmeye daha da fazla düşman olmasına neden oldu.

İkincisi, göç politikasında büyük değişim olacak. Trump ilk döneminde ABD-Meksika sınırına duvar inşa edilmesine öncülük etmiş ve ABD’ye yasadışı göçü engellemiştir. Demokrat Biden döneminde durum görece iyileşmiştir. Trump’ın seçilmesinin ardından ABD’nin göç politikası daha da sıkılaşacak ve göçmenlere yönelik düşmanlık daha da yoğunlaşacaktır. Yabancı göçmenlerin ABD’yi terk etmek zorunda kalmasına neden olacak bazı aşırılıkçı yabancı düşmanı büyük ve küçük olayların meydana gelmesi ihtimal dışı değildir.

Nihayetinde, Amerikan sisteminin üstünlüğünün temeli, hegemonik konumunu ve kültürel hakimiyetini kullanarak küresel yetenekleri (araştırmacıları), sermaye ve pazar unsurlarını ABD’ye çekmek ve böylece kendi hegemonyasını daha da pekiştirmek ve teşvik etmektir.

Küresel yeteneklerin ve yüksek kaliteli, düşük maliyetli malların ABD’ye akın ettiği rekabetçi bir ortamda, ülkedeki sıradan insanlar ve yerel üretim marjinalleştirildi ve sonuçta kaybeden kesimlerin sağcı popülist Trump’ı seçmelerine neden oldu.  Trump’ın seçilmesi aynı zamanda sıradan Amerikalıların Amerikan sisteminin temellerini çılgınca bir şekilde sarsacağı anlamına geliyor. Trump tarafından Çin ile rekabet edebilmek için %60’lık bir genel tarife önerilmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri’nin öncülük ettiği küreselleşmeden en çok Amerika Birleşik Devletleri faydalanmış, fakat en çok ilerlemeyi de Çin kaydetmiştir.

Reform, dışa açılma ve Dünya Ticaret Örgütü’ne katılımdan bu yana Çin halkı, Batı’nın dayattığı pek çok prangayı kırdı ve sıkı çalışma ve inovasyon yoluyla giderek küresel ticaretin en önemli üretim halkası haline geldi. Trump’ın temsil ettiği Amerikan sağ seçmenlerinin kızgınlığı daha çok Çin’in ABD’yi ABD’nin koyduğu kurallar içinde yenmesinden kaynaklanıyor ve bu boşluk duygusu onlar için kabul edilemez bir duygu.

Dolayısıyla Trump’ın küreselleşmeye karşı mücadelede en büyük hedefi Çin’dir.

Altı yıl önce Trump Çin’e karşı bir ticaret savaşı başlatmıştı. Bu yılki seçim kampanyası sırasında Trump, Çin mallarına %60 oranında genel bir gümrük vergisi getirmeyi bile teklif etti. Bu seçim vaadi hayata geçirildiğinde, ABD’ye ihraç edilen Çin malları artık uygun maliyetli olmayacak, bu da neredeyse tam bir ayrışma anlamına geliyor.

Trump dediklerini yaparsa ne olur?

 Çin-ABD ticaretine gelince, Çin’in sadece ABD’ye ihracatı 500 milyar ABD dolarını bulmaktadır. Bu devasa ticaret hacmine, dünyadaki diğer ülkelerin birleşik üretim kapasitesiyle bile ulaşmak neredeyse imkansızdır. Bu durumda üç olasılık ortaya çıkabilir.

Bunlardan ilki ve en olası olanı Trump’ın seçim vaatlerinin yerine getirilemeyecek olması. Trump’ın iş adamı doğası ve siyasi okuryazarlık eksikliği nedeniyle, “yüksek fiyat isteme ve düşük fiyat ödeme” hilesine alışkındır.

Bu gümrük tarifesi politikası, seçildikten sonra Çin le yaptığı müzakerelerde sürekli olarak düşürülebilir veya hatta Trump tarafından iptal edilebilir.

İkincisi ise, uluslararası ticaret tedarik zincirinin uzaması ve bunun ABD’deki yurtiçi fiyatları daha da artırmasıdır.

Trump’ın gümrük tarifesi politikası tam olarak uygulandığında, Çin malları neredeyse doğrudan ABD’ye ihraç edilemeyecek. Bu durumda, üçüncü bir ülkeden ihracat yapmak bir seçenek haline gelir, fakat, bu da uluslararası tedarik zincirinin uzamasına, ABD için maliyetlerin artmasına ve ABD’deki iç fiyatların daha da yükselmesine yol açacaktır.

Üçüncü olasılık, ABD’nin kendi bildiğinde ısrar etmesi ve bunun da sonunda şiddetli çatışmalara ve hatta savaşa yol açmasıdır.

Uluslararası ticaret düzenini tamamen bozmak ve yeniden şekillendirmek isteniyorsa, savaş çatışması en doğrudan ve etkili yoldur.

İnsanlık tarihi boyunca savaş bir norm olmuştur ve barış, özellikle de uzun vadeli barış, aslında oldukça nadirdir. Trump ve Trump’ın temsil ettiği sağcı kamuoyu kendi bildiklerinde ısrar ederse, küresel çatışma ve hatta savaş riski büyük ölçüde artacak ve nihayetinde çatışmaya yol açacaktır.

Nihayetinde Trump’ın politika amacı, gümrük vergileri yoluyla üretimi ABD’ye kaydırmaya zorlamak, ABD içinde yerli üretimi canlandırmak ve Çin’i vurmaktır. Fakat Amerikan sisteminin eksiklikleri nedeniyle, altyapı ve istihdam gibi birçok yerli üretim faktörü Çin’in çok gerisinde kalmaktadır. Üretim ABD’ye geri dönse bile Çin’in üretim avantajlarına sahip olamayacaktır. Sonuç olarak, ABD’nin Çin’i alel acele hedef alması halinde ciddi sonuçların ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Dünya yeniden şekilleniyor, Zelenski panik içinde

Amerikan Demokrat Partisi aşırı derecede Rusya karşıtı ve Ukrayna yanlısı iken, Amerika Birleşik Devletleri Cumhuriyetçi Partisi aşırı derecede Arap-İran karşıtı ve İsrail yanlısıdır. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, ABD TV başkanlık münazarasının ardından endişelenmeye başladı ve Trump’a suikast ihtimalinin daha da artmasının ardından bu durum daha da belirginleşti.

Biden’ın görevde bulunduğu dört yıl boyunca Cumhuriyetçi Parti, Demokrat Parti’nin Ukrayna’ya yardım tasarılarına sık sık eleştirdi.

Trump’ın seçilmesinin ardından Cumhuriyetçi Parti, Demokrat Parti’nin Ukrayna’ya yaptığı yardımları daha da kısıtlayacaktır. Hatta karşılıklı misilleme olarak Trump, seçildikten sonra Biden’a karşı siyasi bir av başlatabilir ve Biden’in oğlunun Ukrayna’daki işlerini ve karlarını soruşturabilir.

Özellikle son zamanlarda, ABD tarafından Ukrayna’ya hibe edilen silahlar Ukraynalı isyancıların ve diğer uluslararası silahlı grupların eline geçti. Bu haber Amerikan medyası tarafından ifşa edildi ve Ukraynalı yetkililer için alarm durumu var. Aslında Ukrayna ile ABD Demokrat Partisi arasında varlıkların ve silahların satılması için yapılan gizli anlaşma yeni değil, Fakat bu skandallar hükümet değişikliği gerçekleşmek üzereyken ortaya çıkmış ve Ukrayna’ya yardım politikasının değişeceğine dair güçlü bir siyasi sinyal göndermiştir.

Hemen hemen aynı zamanda, Rus istihbarat kurumları Zelenski ve eşinin kumarhaneler aracılığıyla büyük miktarlarda para akladığını ve bunları Avrupa’daki gizli hesaplara aktardığını ortaya çıkardı.

Bir dönem “Zelenski kaçacak” haberleri ortalığı kasıp kavurdu. Daha önce barış görüşmeleri konusuna hiç yanaşmayan Zelenski, son zamanlarda aktif bir şekilde barış görüşmeleri olasılığını araştırıyor. Trump’ın seçilmesinden sonra Rusya ile Ukrayna arasındaki durumda ve hatta NATO yapısının büyük değişikliklere uğrayacağı öngörülebilir.

 İsrail için de durum değişecektir. Daha önce Biden yönetimi İsrail’e yardım konusunda ılımlı davranmış ve hatta ABD’de İsrail karşıtı seslerin yükselmesine izin vermişti. Bu durum Trump’ın seçilmesinden sonra değişecektir. İsrail’e yapılan askeri yardım daha da artacak ve Orta Doğu’daki durum da değişecektir. Savaşın gölgesi Orta Doğu’ya geri dönecek.

Sonuç görüşler:

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki iki büyük partinin Rusya, Ukrayna ya da İsrail’e yönelik tutumları ne olursa olsun, Çin’e yönelik tutumları aynıdır. Çin’in bir numaralı rakip olarak görülmesi iki partinin de üzerinde uzlaştığı bir konu ve ABD’nin ulusal dış politikası haline gelmiştir. Demokrat Parti’nin siyasi taktikleriyle karşılaştırıldığında, Cumhuriyetçi Parti’nin ve Trump’ın önlemleri daha doğrudan ve radikal olacaktır; bu da bize “yanılsamalardan vazgeçmeyi ve mücadeleye hazırlanmayı” hatırlatmaktadır. Çin ve ABD arasında daha yoğun bir rekabet çok uzakta değil.

Paylaş

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir